| Yaşlılığa ilk adım, ders 1: Sabahın henüz ilk saatlerinde "akşam olsa da eve kapansam" diyorsan... afiyet olsun sana bana. oysa işimi de sevmiyor değilim aslında. Düzenli olarak bi yerlere gitmeyi, bi rutin içine girmeyi sevmiyorum. ve accayip sıkılganım. Evden çalışan insanlar, dünyanın en şanslı insanlarıdır. (gerçi, o zaman da başka polümler icat ederiz. Bize sıkıntı mı yok homına kayyum!)
| 4-5 kişinin hararetle konuştuğu bir durum içerisinde kalıyorum bazen. Mini minnacık bir meselenin, boyundan kat be kat büyük tartışmalar, laflar... Sakin bir bağırtıyla susturmak istiyorum. Ve eklemek: o kadar gereksiz ve boş ki bunları tartışmak. Susmayı tercih ediyorum lakin bir susuk gibi. Peki ya akabinde aklıma gelen iyi bir fikri söylemem? Ki genelde gelir. Ki genelde iyi fikir bulurum. Yalandan oyalananlar kervanının 'farkında ama sürüden ayrılmayı götü yemeyen aciz bir koyunu' olarak devam ediyorum yaşamıma. Hayat tam da bu galiba: Oyalanmak. Saçma ve boş şeylerle oyalanmasaydı, insanlar kafayı yerdi. Oysa ben kafayı yemek istiyorum. Büyüyünce inşallah. Kısmet.
| Kot-tişört gezmek... kıymetini bilmeyenler bilsin, bilenler bildirsin. Yok böyle bir güzellik.. seni sevmedim kış. Sevmiyorum. Sevmeyeceğim. adına sayfalarca sövgüler düzebilirim. Üzgünüm. Yok lan. Ne üzülecem... Ben yazcıyım. kot-tişört hafifliğinin hastasıyım.
| Biten her bir kitap ayrı dillerden, ayrı dönemlerden, ayrı şehirlerden suratıma haykırıyor: "çok cahilsin çok!" Susuyorum ben de..
| Alkol icat edildi, sertlik bozuldu! iç sertliği diyorum, fesat olma iç ses!
| Okuyacak o kadar çok şahane kitap, izleyecek o kadar çok film, henüz dinlenmemiş ama dinlenmeyi bekleyen demlenmiş o kadar çok güzel müzik, yazılmayı bekleyen o kadar çok hayal, mazi; içinde kaybolunacak o kadar çok şehir, içilecek o kadar çok şarap, aşık oldum sanılacak o kadar çok yalnız ve güzel kadın ve maalesef o kadar az zaman, o kadar çok üşengeçlik ve o kadar zevzek zorunluluklar var ki... ah ulan milli piyango. Bize de mi lo lo! Çık artık olum be.
| Yaş aldıkça gıcıklaşıyor, yaş aldıkça öfkeler biriktiriyorum. ve Huysuz ihtiyarları daha iyi anlıyorum. Sanırım doğru yoldayım.
| Dövünmek gibi olmasın ama; Beni, bu beyinsizlikler bitiriyor azar azar... ölüyorum lan yavaş yavaş!