adamın biri atıyla yolda giderken, yolun kenarında üstü başı yırtık ağlayan bir genç görür. hemen gencin yanında durarak, derdini sorar. genç, eşşeğiyle bu yoldan geçerken saldırıya uğradığını, saldırganların bütün parasını ve tek serveti olan eşşeğini alarak gittiklerini söyler. adam bunun üzerine gence yanında bulunan fazla elbiseyi verir. ayrıca onu kasabaya kadar götürebileceğini ve orda kendisine bir eşek ve çalınan parası kadarda para verebileceğini söyler.
adam genci arkasına alarak yola çıkarlar. biraz zaman geçtikten sonra genç, adamın belindeki para kesesini alır ve adamı attan aşağı atarak, atla beraber kaçar.
adam yürüyerek kasabaya gider, bir arkadaşının dükkanına uğrar ve başına gelen olayları anlatır. arkadaşı, üzülmemesi gerektiğini, adamın zaten zengin olduğunu, bu kaybın onu etkilemeyeceğini söyleyerek onu teselli etmeye çalışır. ama adam arkadaşının bütün tesellisine rağmen çok üzgün oturmakta ve sanki bütün servetini kaybetmiş gibi davranmaktadır.
arkadaşı adamın bu haline daha fazla dayanamayarak '' bir at çaldırdın diye ne kadar da abarttın, ahırında onlarcası daha var. ne kadar mala düşkünmüssün'' diyerek adama çıkışır. adam bunun üzerine arkadaşına dönerek cevap verir '' ben giden atla, çalınan paralarıma üzülmüyorum. o genç onları götürürken, bendeki insanlara güvenide götürdü. ben ona üzülüyorum.. ''