Zaman şimdi yeniden büyük geçitler açıyor önümde, tarihin küllerini dört yönlü yedi tarafa savurup unutulmuş çağların hüznünü geri getiriyor. Yeşil çimenlerdeki büyük kayın ağaçlarının gölgelerinde belirsiz sureti açığa çıkıyor yavaşça. Kara ormanların derinliklerinden çıkıp gelen büyü misali cevherin unutulmuş kalbini deliyor, kanlar içinde kalıyorum. Mavi dudaklarından dökülen her nağmeyle savruluyor bedenim, köklerim eriyor, zamana karışıyor.