öncelikle tam başlığın :kızların izlediği maçın ergen çocuk üzerindeki etkileri olması gerektiğiancak karakter sınırlamasında uğradığı başlıktır..
Sanırım 6.sınıftı öyle hatırlıyorum. tıp dünyasının tabiriyle çocuğun "cinselliği öğrenmesi" başka bir deyişle "cinselliği tanımaya başlaması" dönemi. halbuki perdeyi indir aramızda:
-lan biz nasıl doğduk la ahahahaha.
-olum anne babamız yatakta yaparlar ya hahahah.
-olum o zaman herkesin 20 çocuğu olurdu puhahahah.
-zahahahah
-auhahaua....
muhabbeti yaptığımız dönemler. blu çağı falan diyince millet bişey sanıyo da abartmayın. al sana blu çağı.
neyse bizim bi sınıf maçımız vardı. sınıf maçlarını bilmeyenler için şöyle özetleyebiliriz "kızların izlediği tek maç türü" . herşeyi anlatıyor sanırım bu cümle. kızlar izliyo olum ve biz o dönemlerde cinselliği yeni yeni keşfediyoruz. maçtan önce kadrolar belirlenmiş ve hayret ben de oynuyorum. maç kadrosu açıklandı ama sanırsın ki fatih terim bizi milli takıma çağırdı. o kadar sevinçliyiz. tripler zaten hemen başladı. sınıfta dersin işlendiği yok. erkekler zaten yerlerinde durmuyolar sürekli kaptanla fikir alışverişi yapıyolar. kızlar bize nasıl bir iştah verdiyse bildiğin kağıda saha çizip üzerinde ismi yazan bebeleri oklarla hem defansa yardım ettiriyoruz hemde gol attıyoruz hem pres yaptırıyoruz hem de şut çektiriyoruz...
ve maç saati. bizim kızlarla karşı sınıfın kızları yerlerini almışlar. ama futbol ekibi gözünü karşıya dikmiş. herkes uzağa bakıyo. o sesler... o heyecan evet.
-dı şaaaaaaaaampiyooooonssss(şampiyonlar ligi açılış müziği) şeysinden sonra ertem şener'in seslerini duyar gibi oluyorum bir anda. "musti'ye küçükken aslında doktorlar futbol oynamaması gerektiğini ve bunun kansere neden olacağını söylemişler. ama o dinlememiş. ayrıca ayakkabı numarası 37 ve bugün dünyanın en iyi oyuncusu. ve o bugün 6-f'nin en büyük silahı..."
bizler karşıya bakaduralım kızlar tezahürata başladılar bile. ismini duyanlar tripte duymayanlarda ayrı bir tripte. bende bundan baya bi nasibimi almış olacam ki bizimkilere sürekli talimatlar veriyorum " beyler takım oyunu..."
maç başladı. takım oyununu gör sen. hatta iki takım bir takım olarak takım oyunu oynuyorlar. çünkü herkes topun peşinden koşuyo. kızları görünce kademe anlayışını,kollektif futbolu,takım oyununu unututu bizim pezevenkler. hani kızlar der ya bir topun peşinden 22 kişinin koşması diye aha bu işte. aç kalmış aslanların önüne at eti ve seyret. farkı yok. ama tipleri gör. topuğuyla ağaca çarptırıp kafayla istop etmeye çalışanı mı dersin, bir eliyle ağaç dalına tutunup diğer eliyle kalçasına dehleyip rövaşata vurmaya çalışanı mı, kıçının bir kenarıyla topu durdurup diğer yanıyla vurmaya çalışanı mı yoksa kaleci higuita'nın etkisinden kurtulamayıp top diğer kaledeyken bile uçmaya devam edenini mi.. mübarek maç maç değil yetenek sizsiniz türkiye. herkes kafayı yemiş. ama kızların umnrunda değil. bizi izlemeyi bırak "rakip" taraftarla dedikodulara başlamışlar bile. bazen gözleri kayıyo. o anda bi hareket yaptın yaptın yapamadın otobüsü kaçıran adam gibi bekleyeceksin.
tam böyle bir zamanda allah tarafından atıldığını düşündüğüm bir top geliyodu bana. kızlar maçı izliyor top böyle tam abanmalık bi şekilde salına salına geliyo. lan dedim. işte aradığım fırsat. o golü atarsam kızlar bütün çıkma tekliflerimi kabul edecek hatta teklif bile etmeyecem onlar bana edecek. sonra gelsin kızlar, gelsin kızlar. maçı izleyen kız sayısı 15 ama ben o golü atarsam bütün kızların benim emrime amade olacaklarını düşünüyorum. sanki diğer kızlar, " musti gol attı mı? attı. tamam o zaman hemen diğer kızlara haber verelim ve musti'yi bekleyelim diyecekler". neyse, top geliyo baba.. aldım hızımı. saatte 200 kilometre. gelişine usta. vuracam topa. ama bir anda ekran karardı. herşey karardı. düşmüştüm. amına koduğumun taşı 2 santim sağda olsa şimdi kızlardan kız beğenecektim.gözümü açmak istmedim. taraftarlar arasında platonik aşk beslediğim bi kız vardı çünkü. zorla gözümü açtım ağlamamak için kendimi zor tutuyorum. arkadaşlarda gülmemek için kendilerni zor tutuyolar. kızlar gülüyolar bile. benim yüzün şaftı kaydı. bi ağlasam kendime gelecem ama olmuyo. betim benzim attı diyorum sana lan düşün acıyı.
neyse bir şekilde maç bitti. skoru hatırlamıyorum bile. demek ki nasıl yer ettiyse bende bu maç sadece kızları düşünmüşüm. işin kötü tarafı bizim forvetlerin yazdığı kızlardı. boş kaleye yuvarlamaz stil yapmayı dener, yanındakine atmaz kendi gider, yerden gelen pasa röveşata kalkmayı dener. o maçı kaybettiğimizi hatırlıyorum ve kaybetmemizin nedeni forvetlerin diğerlerine oranla daha çok kendini göstermek istemeleriydi.işte o günden beri kızların izlediği maçta ben yokum abi. bir cins düşünün; futbolun f sinden anlamasın ama kaderini çat diye değiştirsin. ilginç aliminyum.