tek kazanılan değerin emre güngör olduğu maç. neil de çok iyiydi, iyice ısınmıştır artık takıma herhalde.
emre güngör daha ilk oynadığında kumaşını göstermişti. sonrasında çok iyi maçlar da çıkarmıştı. o zamanlar böyle devam ederse türkiyenin yetiştirdiği en iyi defanslardan biri olabilir demiştim kendi kendime. hem fiziği iyi, hem hızlı, hem ayaklarına hakim, refleksleri ve sezgileri de çok iyi. sakatlanınca en çok üzüldüğüm futbolculardan biriydi, neyseki toparlamış ve gayet iyi bir şekilde geri dönmüş. aynı durumu tamamıyla mehmet topal içinde geçerliydi, o hala eski mükemmel performansına ulaşamadı. tek başına bütün ortasahayı kurtardığı zamanlar vardı, şimdi iki kişiler yine zor oluyor. ileriye de hiç top taşınmıyor.
maça gelirsek:
tam bir beraberlik maçıydı, iki taraf da nadiren bir iki poziyon buldu, kaçırdı. galatasray eksikleriyle çok fazla gidemez, efsane kadro kurup sakatlıklarla uğraşmak üzüyor cidden. forvet şart, özgürcan mı cem sultan mı mülayim mi kim varsa artık çıkartın artık a takıma. erhan şentürkü arar olduk.
beklerin de futboldaki önemini gösteriyor galatasaray son maçlarda, iki bekin de iptal olduğu antalya maçı, iki bekin de kötünün iyisi olduğu bu maç, ve gerçek iki bek oynadığındaki galatasaray... herkes dalga geçse de sabri gayet iyi oyuncu, şakası yok bu işin. iyi güzel gülüyoruz ediyoruz da adamın hakkını vermek lazım, hem o kadar ileri gidip hem geri gelebilen bek çok az dünyada. almanya maçında sağ kanadı(podolskiydi o dönem sanırım, en iyi oynadığı dönemiydi bir de) oyundan düşüren bir adamdı sonuçta.