mustafa denizli'nin yokluğunu fırsat bilen oyuncuların futbol oynadığı maçtır.
maçı canlı izlemedim. eve gittiğimde tekrarı vardı gece. skoru bilerek daha bi heyecanlı seyrettim. tribünlere hiç girmek istemiyorum, herkes kafasına göre bi eylem planı oluşturmuş. kimse ortaklaşa bişey düşünmediğinden, sen stadı niye terkettin/terketmedin muhabbeti yapmayalım.
koca 19 hafta geçti ligde ben bu kadar iyi, dirençli, herşeyiyle sahada olan bir Beşiktaş görmemiştim.* sadece işlerini yapmak için çıktlar sahaya. kimileri yine boş boş geziyodu. birisi ispanya'dan geri dönen evladımız *, diğeri ise rodrigolar konçertosunun kıdemlisi*.
attığımız 4 gol de barcelona gibi paslaşarak gol attık diyenlere şemsiye olur umarım içlerinde açılır. ilk golde harika bir futbol zekası gördük sivok'ta. topu kaptı yardıra yardıra gitti ve sene başından beri nihat'ın yapamadığı belki de çoğu forvet -evet forvet stoper değil- oyuncusunun vuruşu yaparak takımını öne geçirdi. golden bir önceki pozisyonda da 50 metre depar atarak takımının gol yemesini engelledi.
ikinci golde, rodrigo tabata'nın yine ben buyum dediğini gördük. alıp vermeler falan. bobonun türkiye'deki hiç bir santrafora benzemediğini ona bok atanların attığı bokların eline yapıştığı bir gol attı. bi benzerini de fenerbahçe'ye atmıştı hatırlatırım.
üçüncü gol ise tabata'nın ezbere pas atması yüzünden gümbürtüye gitmek üzereyken kara şimşek yusuf topu savunmacının ayağından aldı ve holoskoya kimsenin vermeyeceği bir pas verdi. o da antalyaspor maçında yapamadığını bu maçta yaptı.
ve gelelim sahanın sivok ile beraber yıldızına.* attığı golü çoğu insan seyretmiştir. o vuruşu yapmak hakikaten iyi bir kumaşı olduğunu gösterir. o top o şekilde dönmese dağlara taşlara da gidebilirdi ama döndü ve gol oldu. çok da güzel oldu. hep böyle oyna tabata. adamsın. delgado'nun yapamadıklarını yap. 8 milyon euro feda olsun sana. *
(bkz: yıldırım demirören yeeeteeeer)