saat 23 : 55 sularında dolaşmakta dükkan hafiften kapatılmaya başlanmıştır. lakin o esnada bilgisayar kursundan 1.5, 2 aydır tanınmakta olan emre kiraladığı jetta ile cafenin önüne gelmiş bana seslenmiştir. -bajar gel takılalım senle biraz.- dedikten sonra ben -peki.- cevabı ile kendisine eşlik etmiş bulunmaktayım. araba ile 5, 10 dakika sonra bizim bu emre asıl yumurtayı yumurtlamıştır. -ya bajar olm bak aramızda kalsın, ben kerhaneden geliyorum. kardeşimin telefonunuda orda unuttum. almadan gelirsem evdekiler ağzıma sıçacak. tek başıma bu saatte diyarbakıra gitmekten korkuyorum. lütfen benimle gel.- bunları duyduktan sonra benimde anüsüm 3,5 atmaya başlamıştır. (nitekim bilgisayar kursunda zeynep isminde çok hoşlandığım bir bayan vardır. ve her fırsat ona olan hayranlığımı dile getirmişimdir. ve bu emre ile zeynep birbirlerini çok önceden tanıdıkları için aralarında bir samimiyet vardır. ve bu beni daima zıvanadan çıkarmıştır.) beynim'de birden şimşekler çakmış amma velakin zerre kadar renk verilmemiştir. ve araba şehir dışına çıkar çıkmaz -ya beni öldürecekler, yada beni ölesiye dövecekler- türünden bir içhesaplaşma ve içses vardır. ve birden aklıma müthiş bir fikir gelmiştir. öldürseler bile en son kim ile olduğumu birileri bilsin diye mahalle arkadaşı olan hüseyin'e sms atılmıştır. -emre ile beraberim.- * ve yolculuğumuz kerhaneye doğru devam ederken; -tamam şehir dışına çıktık, burda durup beni dövecekler- aradan yarım saat geçer şehirden çok uzaklaşılmıştır. -bu sefer kesin beni öldürüp bu çölde atacaklar- diye ecel terleri dökülmektedir. ve bu korku ta kerhanenin kapısına gelinceye kadar yaşanmış ve öyle olmadığı anlaşılınca derince bir nefes alınmıştır. emre arabadan iner; -esener gelsene?- ben; -hadi len ordan abdestliyim eşşek herif bu cenabet yeremi bastıracan, ben arabadan inmiyorum burdayım al gel telefonu.- aradan 5 dakka sonra bizimki gelmektedir. -telefon yok.- mükabilen; -bişey derdim ama, abdestliyim sür.- yaklaşık 40 km yol alınmıştır. ve arabadaki benzin bitmiştir. en yakın benzin istasyonuna araç çekilmiş yakıt ikmali yapılmıştır. (derler ya şansız bedevi çölde kutup ayıları .....) bizim dangalak pompacı, uykulu gözlerle benzinle çalışan arabaya mazot doldurmuştur. yaklaşık 15 km sonra araçtan dumanlar çıkmaya başlamış ve araba stop etmiştir. gecenin bir yarısında kamyoncuların hışmına maruz kalmakla beraber aracın asıl sahibi aranmıştır. -abi lütfen gel ya kamyoncular götürecek, yada köpekmidir, kurtmudur, ayımıdır.- ve arabanın içine sinmiş bize 25 km uzaklıkta olan şişko amca beklenmeye başlanmıştır. sağ salim oda gelmiştir. (hani insan ya meraktan yada ..... gider diyorlar ya) bizim şişko amca arabanın altına girip ne olduğunu anlamaya çalışmakta iken, yine o vicdansız tır şoförlerinden biri üstümüze üstümüze sürmektedir. garibim şişko amcanın o korkudan vermiş olduğu kilolar sayesinde rahat bir şekilde kefeni yırtmıştır. tabii bizim emre benim cep telefonu ile ailesine ulaşmış. gereken konuşmları yapmış ve kendileri bizi hemen şehrin girişinde beklemektedirler. ertesi gün, ertesi gün dediğim 5 saat sonra çünkü 12 mardinden çıkılmış sabah 4'te mardinde olunmuştur. adımız keraneci çıkmakla beraber zeynep ismindeki kız ayarlanamamıştır.