yeminliydim ya ben, ölene kadar dinlememeye yeminliydim bu şarkıyı...
hiç tek başıma dinlememiştim ki, hep o vardı yanımda. onur akın gücenmesin ama, o daha güzel söylerdi. en azından benim için öyleydi.
bugün yüzleştim o şarkıyla, aylar sonra ilk kez kadıköy de ufak bir kafede kulağıma çalındı. ilk önce gürültüden tanıyamadım sesi, zaten dedim ya onur akın ın söylemesine alışkın değildim. sonra duydum o sihrili sözleri:
"seni düşündükçe
gül dikiyorum ellerimin değdiği yere
atlara su veriyorum
daha bir seviyorum dağları gülüm
her akşam seninle yeşil bir zeytin tanesi
bir parça mavi deniz alır beni"
yeşil bir zeytin tanesiydi ya gözleri, bende o yüzden şarkının en çok burasını seviyordum. iki damla yaş aktı belli belirsiz, kimse görmesin diye yüzümü cama döndüm. dinlemiycektim ya hani ben bu şarkıyı; yeminimi bozdurucasına karşıma çıktı işte olmadı, bu sefer kaçamadım.