yakın çevremde tanık olduğum milliyetçi kişisidir, anlamakta epey güçlük çekerim. milliyetçilikle faşizm arasındaki ince çizginin ağırlığı sıfıra iner filan.
der ki, "birader bak bu naziler var ya harbiden delikanlı adamlar. önce yahudileri indirdiler.. hatta hitler e öldürmediği her yahudi için hala küfür ediyoruz değil mi?"
-tabi ya, amk çocuğu bitiremedi hepsini.
devam eder, "bak bu adamlar yeri geldi fransayı işgal etti, fransiz kadınların saçlarını üçe vurdurup tecavüz etmekten geri kalmadı.."
-oo ilaç ya.. bizimkiler de gider fransa, ispanya varken kıbrıs a harekat düzenler.. hahaa..
finali getirir, "konu o değil kardeşim. bak bizim memlekette dağdan terörist iniyo tık yok. meclise çıkıp konuşuyo tık yok. piyasada serserilik yapanları naziler gibi "indirmek" hiç yok..
-haklısın be abi, şunların alayına kaynıcaz bi gecede var ya ülke kral olur o kadar diyorum..
nazilere sempati duyan bir milliyetçinin ya atatürk milliyetçiliğinden haberi yoktur,
ya milliyetçiliğin "adam sikmek" metodu dışında kaldığından haberi yoktur,
ya da yeri gelince "yakmayı", yeri gelince "milyonlarcasına kıymayı" ister, eyvallahı vardır.
konunun çıkış noktası, dünü gece haberlerde almanya da nazi tayfasının kundakladığı türk evlerinden birinde katledilen beş (5) türk çocuğun ölüm yıldönümü olması.
ey milliyetçi, çin de kurşuna dizilen uygurlar olunca çin e beş paragraf sövdün de almanya da "yakılan" türkler adam değil mi?
senin milliyetçi dediğin, taşaklı dediğin nazi barzoları, senin teyzenin oğlunu, amcanın kızını da yakmadan farkına varamayacak mısın bu faşizmi?
çıkar var, menfaat var, milyonlarca hedef varsa milyarlarca piyon var anlamadın mı?
sigaran kalmadığında iş arkadaşın sana bir tek veriyorsa, yemek ısmarlıyorsa yüzü gülüyorsa, kimliğine (alt-üst dahil) bakmadan onu kardeş göremedin mi?
bu düzen böyledir ama. karşı çıkmam. almanya da almanlar türkleri, türkiye de sünniler alevileri, ırak ta araplar kürtleri gb gb..
mesele nazilerin puştluklarıyla sınırlı değil malesef. ulusal bir "ayarsızlık" sözkonusu. sonumuz hayır olsun..
