(bkz: refik halit karay) 'ın; on yıl gibi kısa bir sürede osmanlı devletini parçalayan,bir milleti,tarihi ve medeniyeti yokeden, mason ve sabetaycıların gözdesi, ellerine sultan abdülhamid'in kanı bulaşmış, ülkeyi düşmanın kucağına bırakarak bir gece ansızın bir alman denizaltısına binerek kaçan üç sözde paşanın (enver,talat,cemal)ardından kaleme aldığı, 5 kasım 1918 tarihinde zaman gazetesinde yayımlanan yazısının başlığı.
''Ziyafet bitti, fakat ağzınızı silmeden, elinizi yıkamadan, bir de acı kahvemizi içmeden efendiler nereye?
Yaz başlangıcında sırtı karnına yapışmış, sarı, sıska, cansız birtakım tahtakuruları çıkar, iğne gibi vücudumuza batarlar, derimizi haşlarlar, kanımızı emerler, sonra sabaha karşı etli canlı, iri yarı şuraya buraya kaçarlar... Galiba şafak attı, güneş doğuyor; tahtakuruları nereye?
Kedisiz evlerde fareler vardır; kilerlere girerler, dolapları delerler, şunu, bunu kemirip, sağa sola koşuşup baş köşede gezerler, bir pıtırtı olunca deliklere girerler... Galiba koku aldınız, kedi geliyor; koca fareler nereye?
Dul annelerin haylaz çocukları vardır; sandıkları kırarlar, paraları çalarlar, bohçaları aşırıp Yahudi eskiciye satarlar ve sonra korkup sokak sokak kaçarlar... Galiba foyanız meydana çıktı, yakanız ele geçecek, ziyankâr evlatlar nereye?