türkiye' de meslek yasası olmayan psikoloji bilimine yönelik 4 yıl fen-edebiyat fakültelerinde lisans eğitimi almış kişilerdir. dört yıl boyunca okudukları hiçbirşeydir. kaç dört yıl daha okumaları gerekir. tıp mezunu olmadıkları için psikiyatrların öfkeyle baktıkları kişilerdir. çoğunlukla, psikiyatrlar tarafından testör olarak kullanılırlar. yani psikolojik ölçüm araçlarının uygulayıcıları olarak kullanırlar. velhasıl psikologlar kendi içlerinde de birlik değillerdir. hocalardan bazıları bilgilerini paylaşmak konusunda cimridir. bazılarıysa hocadır emme bilgili değildir. literatürden okumakla bilgi edinilmez çünkü. psikologun, deneyime ihtiyacı vardır. lisans sonrası belli bir alanda uzmanlığını alması gerekir. klinip-sosyal-deneysel-endüstriyel gibi farklı alanlarda uzmanlıkaları vardır. bu alan seçimine göre, kurslara yönelmesi gerekir. terapi eğitimi almalıdır. birçok test eğitimne gitmesi gerekir. süpervizyon alması gerekir. en azından etik, doğru düzgün çalışacak bir psikologun bu şekilde hareket etmesi gerekir. lakin birde kendini kötüye kullandıranlar/kötüye kullananlar vardır. her sektörde olduğu gibi bu sektörde de, kaygan zemin ilişkileri söz konusudur. psikologların çoğunlukla bayanlardan olması da bu durumda etkendir. mezhebi genişlerde, hocaların taleplerine karşılık vererek ya da hocayı tavlayarak ilerleyenlerde vardır. tabiki her hoca bu beklentiler içerisinde değildir. ironik bir biçimde iyi kazanan,zengin hocalarda bu durum sıklıkla görülür. psikolog, ülkemizde deli doktoru diye dalga geçilen, sosyeteye uygun bir lüks olarak başvurulan kişi olarak görülür. nışantaşı, levent, bağdat caddesinde yer açan iyi para kazanır. öte mevkiiler sürümden kazanır. efendim, psikolog olarak çalışmak çok zordur. yüksek sonrası doktora yaparsa ancak itibar görür psikolog. çünkü ara meslektir.