erkekler sizin erkekleriniz

entry3 galeri
    1.
  1. Puşkin'in gizli güncesi, erkek soyunun gizlerine dair 19. yüzyıldan izler sunuyor.

    Bir erkeği tanımak ister misiniz? Dalıp gittiğinde nerelere uzandığı­nın izini sürmek... yüreğinin geçti­ği ıssız geçitlere süzülmek... uçurumlarına inip bilinçaltının kuytusuna gizlenmiş tut­kulara ulaşmak... ruhunun derinliklerin­de sık sık nükseden med-cezirlere anlam bulmak...

    O halde Puşkin'in "Gizli Günce"sini okuyun.

    Erkek denilen cinsin, kadınlar karşı­sındaki aczini, tahayyül gücünü, fantezi yeteneğini, şeytani ihtiraslarını, müptezel zevklerini, zavallı boyun eğmişliğini görecek; şaşıracak, acıyacak, üzülecek, korka­cak iğreneceksiniz.



    * * *



    Klasik Rus edebiyatının kurucusu sayılan Aleksandr Sergeyeviç Puşkin'e ait olduğu öne sürülen bir günlük, 1990'da Amerika'da yayınlandı ve edebiyat dünyasını birbirine kattı.

    Türkçe'de Çiviyazıları Yayınları'ndan çıkan kitabı ben Puşkin'in anavatanında, Rusya'da okudum ve sayfaları çevirdikçe, niye dün­yanın birbirine girdiğini anla­dım.

    Ünlü Rus şairi, ömrünün son iki yılında tuttuğu bu gün­lükte, tüm günahlarını olanca yalınlığıyla kaleme almış, insa­nın kendine bile itiraf edeme­yeceği arzularını sereserpe ka­ğıda dökmüştü.

    Güncenin, ölümünden 100 yıl sonra yayınlanmasını vasiyet etmişti.

    O süre içinde "zamanın öğütücülüğü, ayıplanmayı en çok hak eden eylemleri bile, yalın tarihsel gerçeklere dönüştürecek"ti.

    Ama öyle olmadı. Günceyi bitirip bir kenara koyduğunuzda anlıyorsunuz ki, 100 yıllık zaman dilimi, ne Puşkin'i ayıp­lanma cenderesinden kurtarabilmiş, ne de bütün bir erkek soyunu, Puşkin'in itiraf et­tiği ihtirasların ortağı olarak çırılçıplak ya­kalanma paniğinden...



    * * *



    Bu, alabildiğine estetik bir dille yazıl­mış yarı pornografik anıların buram bu­ram cinsellik kokan satırlarını süzdüğü­nüzde geriye çok temel bir erkek ikilemi kalıyor:

    Sadakat ve ihanet...

    Puşkin'in hayatı, "eşi ve başka kadın­lar" olarak ikiye ayrılıyor.

    Günlüğe yansıyan itiraflar silsilesi, "Başka kadınlar güzeldir" deyişine hak verdiriyor. Her bir satır, eşine onulmaz bir sevgiyle bağlı bir adamın, günahın daveti­ne karşı koyamayışını, her seferinde şeh­veti diğer kadınlarda arayışını ve her ka­dında ömrü beş dakikayla birkaç yıl ara­sında değişen yeni bir hayatı kovalayışını eleveriyor.

    "Ayrı olduğum zamanlar karımı çok özlüyorum" diyor Puşkin ve pişkinlikle devam ediyor: "Seyahatlerimde karım ak­lıma geldiğinde, öyle arzulu hale gelirim ki, etrafımdaki herhangi bir kadını düzmem gerekir."

    Yaptığını ahlâksızlık saymakla birlikte güncesine bu tavrı meşrulaştıran teorik açıklamalar sıkıştırmaktan geri kalmıyor:

    "Hiçbir kadın, kadınlar dünyasının ye­rine geçemez" diyor, "Bir gezgini, yolu üzerindeki değişik tapınaklarda dua et­mek için durdu diye kim azarlayabilir? O, aynı tanrıya dua etmektedir."



    * * *



    Kitabın finali, erkek denilen muam­manın hayret verici bir başka düğümünü resmediyor.

    Güncesinde bazen günde beş kadın­la yattığını anlatan, erotik ihanet sahne­lerini, becerdiği fahişeleri, katıldığı seks gruplarını şehvetli ayrıntılarla sergile­yen Puşkin, bir düelloda can veriyor.

    Düellonun gerekçesi?

    Karısının sadakatinden şüphe­lenmesi...



    * * *



    Nazım ustanın ruhuna hakaret ol­mazsa, onun dizelerini küçük değişik­liklerle bu günceyi okuyacak kadınlara ithaf etmek isterim:

    "işte erkekler, sizin erkekleriniz...

    "Korkunç ve müessir elleri, kalın kıllı çeneleri, kocaman penisleriyle babanız, kocanız, yariniz..."
    *
    0 ...