gece vakti hiç üşenmedim nerdeyse 20-30 sayfa kadar meclis tutanaklarını okudum. okuduklarımdan anladım ki, gensorunun görüşüldüğü andan itibaren gerginlik üst düzeydeymiş. gensorunun görüşüleceği, dolayısıyla tekel işçilerinin konuşulması gereken bir oturumda, malesef ki olay türbana, peygamberliğe, daha sonrasında ise, 'sen benim karıma laf atamazsın' gibi noktalara dahi gelmiştir. bu bakımdan tekel işçileri adına üzülmemek elde değil.
erdoğan kürsüdeyken, recep akdağ'ın bir çok kez, osman durmuş'a(kendi makamının halefi olur kendisi): 'Yalancı herif, sus!' 'Meclisin yüz karasısın sen. Otur yerine! Terbiyesiz! Yalancı! Otur yerine!' gibi hakaret içeren laflarla sataşmış, osman durmuş ise: 'Terbiyesiz senin babandır.' şeklinde karşılık vermiş ve bu iki isim birbirinin üstüne yürümüş. bundan sonra da akp'li vekiller mhp sıralarına yürümüş ve sonrasında yumruklar havada uçuşmuştur. recep akdağ, tayyip erdoğan arkdaşları tarafından olaylardan uzak tutulmuş, olayın en yakın tanıklarından devlet bahçeli'nin korumaları meclisin içine girmeye çalışmış fakat izin verilmemiştir. olaylardan sonra akp bursa milletvekilli ali koyuncu hastaneye kaldırılmıştır.
kısaca zaten uzun zamandır gergin olan siyasal ortamda, var olan gerginliğin malesef patlama yaptığı bir olaydır. tekrarlanmaması dileğiyle...