şu yaşıma geldim hala adam gibi bir rüya görmüşlüğüm yok hafız. rüyamda ya sevişiyorum ya da maceradan maceraya atlıyorum. olmadı ikisini de yapıyorum. bak şimdi;
"yatağımda uyandım. sabah olduğunu bilmeme rağmen etraf karanlık. balkonuma çıkıp bir sigara yaktım. gördüğüm manzara şuna benziyordu; https://galeri.uludagsozluk.com/r/43832/+. sonra telefonum çaldı, açtım. kız arkadaşım arıyordu;
- günaydın mı?
+ evet günaydın.
- özür dilerim
+ ne için?
- bilmiyorum işte.
+ dileme. hava niye karanlık yav?
- bilmem?
+ sen beni aramak için izin alırdın, ansızın arayınca şaşırdım.
- bilmem?
+ !? hava niye karanlık yav?
- hep aynı şeyleri mi konuşacağız?
+ hö!?
- dıtdıtdıt dıııt
allah allah deyip, üstüme bir sivit aldım ve asansörü çağırdım. asansör gelmedi, "mınızkiym süper palasta yaşıyoruz asansörü bozuk" diye düşündüm istemsizce. merdivenlerden inmeye başladım, bir anda de_dust2 mapinde counter strike baseinde idim. apartmanın kapısı oraya açıldı fakat, kapının kapandığı yerde dönüp baktığımda bir kapı yoktu.
doğruca orta kapıdan tünele yöneldim. tünele girer girmez iki tane zombinin bana doğru koştuğunu gördüm. yerde bulduğum küreklen kafalarına kafalarına vurduğumu hatırlıyorum. ordan koşarak uzaklaştım. terrorist baseinden b'ye doğru gitmek istediğimi, tünelde beni bekleyen bi şey olduğunu biliyordum. tekrar tünele vardım, tünel geniş ve bildiğimden daha karanlıktı. orda gördüğüm kişi frodo'ydu;
+ lan nabıyon olm burda?
- ya bu siktimin yüzüğünü kaybetti pipin. arkadaşa hava atayim az ver dedi, 4. filmi çekicez ortada yüzük yok amınım.
+ hadi ya? hafız senin boy harbi kısaymış lan. bi de kilo mu verdin sen?
- yok yav kamera öyle gösteriyor.
+ hımm anladım, neyse ben base'e gidiyom. hadi bye
- sen de git..
base'e döndüğümde lc wolkan diye lakap taktığımız ilkokul arkadaşımı gördüm. elinde bir ok yüzünde senin ağzına sıçıcam bakışı vardı.
akabinde beni kovalamaya başlayan arkadaşımdan fütursuzca kaçmaya başladım. tekrar orta kapıdan tünele girdiğimde, belimdeki silahları farkettim. birden bir çatışmanın içinde bulmuştum kendimi volkan ile. yalnız ben tektim, onlar birden 3 kişi olmuşlardı. merdivenlerden yukarı çıkarken, dağılan bir ilkokul öğrencileri ayağıma dolaşıp durdu. "bu onları yavaşlatır" düşüncesiyle bi kaçının ensesine tokat atıp yere düşürdüm. b kapısında beni sıkıştırdıklarında, elimdeki deagle'ın çalışmadığını farkettim. sonra şarjör'ünü ayrı, namlusunu ayrı onların kafasına fırlattım. "aha gafası yarıldı" dedi arkadaşı. harbiden kanıyodu, özür dileyerek kapıdan çıktım.
kapıdan çıkar çıkmaz, nebuchadnezzar'ın içindeydim. arkamda biri, "anakin anakin" diye yırtınıyordu. "anayı karıştırma sikerin" dedim.
geminin kapısı açtım, dışarı çıkarken "sanırsam neo demen gerekiyodu" diye de ekledim.
çıktığım yer bir sarayın kocaman odasıydı. bu sefer belimde kılıç olduğunu hissettim. hissetmemle çekmem bir oldu, çektiğim anda kendimi dövüşmenin içinde buldum. legolas kılıç kullanıyodu, ben de onun kıçını kolluyodum. işte tam o sırada bi şey çatırdadı ve;
- laaaaan
+ noldu olm?
- olm yüzüğe bastın lan!
+ hassiktiiir
- off çizmişin, sıçmışın içine
+ ona bi cila çektirir sıfır gibi olur.
diyalogunu yaşadım. ve assassin's creed'in içinde olduğumu ancak şovalyeleri görünce farkettim. hayır işin ilginç tarafı na vi'ler de etrafımı sarmıştı bu sefer. ama na vi'ler kırmızıydı.
+ olm var ya hepiniz topsunuz
- o nerden çıktı la
+ mavi yakışıyodu olm, kırmızı kadın rengi, pembe falan.
- sinirlenince kızarıyoz biz
+ neye sinirlisiniz?
- sana..
+ sıçtık o zaman
- sıçınca da şeffaf sıçıyoz
+ harbiden topmuşunuz
dememle üstüme saldırmaları bir oldu. ordan oraya sıçrayarak kaçma girişiminde bulunsamda, biri paçamdan çekip aşağıya indirdi beni. sonra delicesine çırıl çıplak bırakıp, kafama "kalk la kalksana olm" diye vurmaya başladı. "saat kaç oldu, kalk hadi kalk" diye de ekledi.