herkesler o kalabalık şehirlerin sıkış tepiş evlerinde, sokaklarında türlü sebeplerle koşturup dururken sizin hayata kısa bir ara verip soluklanmanızı sağlayan bir eylemdir. sayfiye yerlerindeki kışlarda hüzünle karışık bir huzurlu sessizliğin ortassına atarsınız kendinizi. çantanızda en sevdiğiniz müziklerle en çok sevdiğiniz ve okumayı nedense hep ertelediğiniz kitaplar vardır. siz siz olun hemen ilk geceden hayatınızın muhasebesini yapmaya kalkmayın. zaten zaman denilen şey sizin istediğiniz bir dinginlikle ilerleyecektir. bunun için bol zamanınız olacaktır muhtemelen. hele bir de yağmurla karşılarsa sizi ilk gece, tadına doyulmaz bir atmosfere kavuşabilirsiniz. işte o vakit hayalgücünüzün akışına bırakırsanız kendinizi. hayattaki geride kalan herşeyden soğuyabilirsiniz. dışarda yağmurun o huzurlu kokusu, gecenin soğuğu ve denizin dinginliği uzayıp gitmektedir. içerdeyse belki bir şömine, belki bir elektrik sobasıyla ısınırken, hafiften bir müzik eşliğinde koltuğa kurulmuş, kitabın dünyasına girmeye hazırlanıyorsunuzdur. o an için bütün bir hayatınızı böylesi bir sakinlik ve huzurla geçirmek isteyebilirsiniz. ancak bu zaten gelip geçici bir şeydir. insan eski alışkanlıklarından kolay kolay kurtulamaz. en iyisi mi ilk günlerinizi sevdiğiniz şeylerle meşgul olarak geçirmelisiniz. sonra zaten kendiliğinden geride bıraktığınız hayatın türlü dertleri zihninizi meşgul etmeye başlayıp, hayatınızın kısa yada uzun muhasebesini yaparken bulursunuz kendinizi.