öncesinde kuzen ve kardeş insanlarını toplayaraktan mekana daldığımız... akabinde uludağ sözlük zirvesinde ilk kez gördüğümüz bir tanışığımızı feci halde, ilk kez tanıştığımız yazarları da kısmen şakaladığımız sonrasında kapı önü muhabbeti ile içeriden, dışarıya taştığımız, bir gece klübünde fear of the dark eşliğinde pervane ve şeytan boynuzu yaptığımız(boynuza takılanlar oldu ama benim şeytanım böyle arkadaş. ki dio babanın öğrettiği budur bize.), nihayetinde kandili gene tophane'de söndürdüğümüz bir zirve olmuştur. hem de taksim'den, tophane'ye mekteb-i sultaniye'nin önünden adımlama ritüelini de gerçekleştirerek...
sonuç itibari ile; ben bile böylesine yorgun ve vakit sıkıntıları içindeyken bu kadar çok eğlendiysem, eğlenemeyenlerin, eğlenme yeteneğinden şüphe ederim... tophanede biraz içim geçmiş(uyudum lan işte), birkaç dakika kaçırdım muhabbeti ama sonrasında birkaç adımla telafi etmeye çalıştık.
ilgili şaka konusunda da zirveden bir gün önce ortaya çıkmış olup, bu şekilde de kimi söylentileri beyhude eylemektedir. aksi takdirde amaç dikkat çekmek olsa önceden planlanır ve şahsımın da haberi olurdu. en azından şahsım açısından bu gerçeklik bilinmektedir.