"experimental bey, bir 10 dakika daha kalırsanız, sizinle bir konuda görüşmek istiyorum" dedi müdürüm, tam da iki saatlik yorucu bir toplantıdan heyecanla çıkmayı umaraktan laptop'ımı toparlarken. sigara içmem gerekiyordu, ahugözlümü aramam gerekiyordu, makinadan kahve alasım gelmişti, ağzımda berbat bir pas tadı vardı. "tabi" dedim, içimden saydıra saydıra. toplantıya katılan diğerleri odayı boşalttı, kocaman masada; müdürüm, ben ve göbeğim yalnız kaldık. proje ile ilgili bir şeydir diye, laptop'ımın ekranını yeniden açtım.
***
toplantının ilk bir saatlik döneminde telefonum sürekli titremişti, hararetli tartışmaları bölmemek için bakmadım ama biliyordum; arayan, mesaj atan ahugözlümdü ve yanılmıyorsam altı mesaj atmış dört kere de aramıştı, zira telefon geldi mi uzun uzun titreyen telefonum, mesaj geldiğinde kesik kesik titriyor, içimi bir hoş ediyordu. telefona cevap vermem mümkün değildi, izin isteyip dışarı çıkmam mümkün değildi, ortam gergindi.
toplantının ikinci bir saatlik döneminde, şirket mail adresime mail'lar gelmeye başladı, ahugözlüm toplantı öncesi bir tartışmamızı kafasında büyütmüş, sürekli konuyla ilgili mail'lar yolluyordu. ben cevap vermedikçe, iyice delirdi; mail'ların tonu gerilmeye, boyutları kısalmaya başladı.
müdürüm, konuşalım dediğinde, ahugözlüm artık sadece başlıktan oluşan mail'lar yollamaya başlamıştı.
***
"son dönemde ekibiniz için çizdiğiniz yol, gelecek iki yıllık projeksiyonunuz, ve de detaylı hazırlanmış bütçeleriniz için sizi tebrik ederek başlamak istiyorum" dedi müdürüm, bir yandan gururlandım, içimi bir mutluluk kapladı, bir yandan da "hocu bu adam takdir eder miymiş, iyi bir şey söyler miymiş" diye şaşırdım, acaba sonu nereye varacaktı konuşmanın. müdürüm cümlesini bitirdiğinde, tepkimi ölçmek için suratıma baktı; "teşekkürler efendim" dedim, gözlerimi hafifçe laptop'ımın ekranına götürdüm; ahugözlüm'den mail gelmişti "artık hayatına bir yön var, bir yol çiz!!!" yazıyordu başlığında. yutkundum, bir yandan ekibime çizdiğim yol tebrik ediliyor, bir yandan hayatıma yol çizemediğim için sıvanıyordu.
müdürüm, konuşmaya, ahugözlüm mail'larına devam etti;
müdür: "özellikle son aylarda oldukça özverili çalıştınız."
ahugözlü: "zaten aylardır, hep meşgulsün, hep meşgulsün."
müdür: "geceleri geç çıktınız, haftasonları geldiniz."
ahugözlü: "ne zamandır birlikte bir şey yapamıyoruz."
müdür: "olaylara bakış açınızı çok olumlu buluyoruz"
ahugözlü: "zaten hep bir terssin, hep bir negatiflik!"
müdür: "planlı olmanız,..."
ahugözlü: "sinemaya gidelim diyoruz, gidemiyoruz, bir plan yapamıyoruz!!"
müdür: "detaylara önem vermeniz,..."
ahugözlü: "odunsun odun, insan biraz ince olur!"
müdür: "ve ileri görüşlülüğünüz için..."
ahugözlü: "hiç mi görmüyorsun bu ilişki nereye gidiyor??"
"güveniniz için teşekkür ederim" dedim, el sıkıştık, makinadan bir kahve alıp, aşağıya indim, sigaramı yakıp, ahugözlümü aradım, açmadı, hemen akabinde "arama beni" diye bir mesaj geldi. gülümsedim, "akşam 8 gibi alıcam seni, şık giyin, kutlama yapıcaz, bir süprizim var" yazan bir cevap yolladım, "olabilir" diye huysuz ama kabul eden bir mesaj geldi. bir sigara daha yakıp, ofisime döndüm, ekrana bakınca kanım çekildi.