geçmişi bilmem. bana faşizan bir uygulama gibi geliyor. o dönem için sendika, parti gibi insanların bir eksen etrafında toplanmasının önüne geçilmiş. insanların topluluk haline gelip siyasi güç haline geçmesinden hele bunların dinci olmasından korkulup engellenmiş. bu kanun varken halen nasıl çok partili düzene geçtiğimizi anlamış değilim. sonuçta parti de tekke de aynı fikre sahip insanların bir araya gelmesini amaçlıyor. gerçi uygulamada işimize gelen yerlerde uyguluyor veya uygulamıyoruz. bu kanun günümüz dünyasında insan haklarına ve aihm kararlarına aykırıdır. merak edenler aihm 11. maddesini araştırsın.
şimdi sözde laiklerden hakaret gelecektir. bence herşeyin konuşulabilmesi ve tartışılması faydalıdır.
niye faşizan bir uygulama dediğime gelince; başkalarının yaşam tarzına her türlü müdahale etmek bir çeşit faşizmdir. insanlar tekke ve zaviyede yaşamak istiyorsa beni değil onları ilgilendirmeli.
sonuç ne olacak? bu kanun olduğu sürece "toplanma ve örgütlenme hakkı" elimizden alınmış olacaktır. mesela bizim partilerimiz aihm 11.maddesine aykırı kapatıldığı için aihm bizi mahkum ediyor. solcuların pek sevdiği 11. maddeyi sevmiyorsak, istemiyorsak ne sendika kurma, ne parti kurma ne örgütlenme hakkımız olur. uğur mumcu bu konuda ne derdi bilmiyorum. ancak dincilerin örgütlenme hakkına saygı göstermeli dediğini biliyorum.
ne zaman olur bilmem fakat bu kanun avrupa birliğine girmeden önce kaldırılacaktır. zaten uygulamada şapka kanunu gibi kalmıştır. fakat uygulanmayan kanun zaman içinde bir delinin eline geçerse uygulatmaya kalkar, her türlü örgütlenmeyi "tekke lan bu" deyip kapatabilir.
bugün ruhban okulunun açılmasının önündeki iki engelden biri de budur. ha! bu madde kalır ama uygulamada izin verilebilir. tabi demokrasilerde temel konu insanların haklarının eşitliği olduğundan heybeliada'ya izin veriseniz tekke ve zaviyelere de izin vermek zorunda kalırsınız.