onu anlatmaya başlamadan önce şunları söylemek istiyorum. benim yazdılarım ne doğrudur ne de yanlış, ne gerçektir ne de sahte. ben sadece düşüncelerimi, fikirlerimi yazıyorum ve bunu siz yapıyorsunuz doğru veya yanlış diye...
ona yorum yapmaya çekiniyordum. belki yanlışlarla dolu bir yazı yazarım diye. en çok da bundan korkuyordum. onun hakkında yapacağım yorum aslında herkes tarafından bilinen yorum. çünkü başka bir yorum yapamam, onu tanımıyorum ve siz yazarları da tanımıyorum sadece ne kadar nazik ne kadar kibar olduğunu söyleyebilirim bu moderatör ve yazarın. bu sözlükte ikinci kez bir yazarın nickinin altına yazıyorum çünkü korkuyorum yanlış bir yorum yaparım diye; hiç kimseyi tanımıyorum sadece yazılarınızla ilgili yorum yapabilirim ama gördüğüm kadarıyla burda herkes herkesin kişiliği hakkında yazı yazabiliyor. ben ise bu konulardan uzak durma taraftarıyım bir insanı kırmaktansa mantıksız ve doğru olmayan bir yorum yazmamak en mantıklısıdır. ben sanaldayım nasıl olsa beni kimse tanımıyor dediğiniz anda işte sizin nasıl biri olduğunuz ortaya çıkıyor. unutmayın yalnızken yaptığınız tüm işler sizin nasıl biri olduğunuzu gösterir. bu saygıdeğer insan gerçekten saygıyı da sevgiyi de hakeden insandır.
siz gitmek isterken birden kalbinizin de aklınızın da yönünü değiştirebiliyor. siz gitmek isterken bir an geliyor kalıyorsunuz, gidemiyorsunuz. çok uzun seneler burda kalmasını istediğim kişidir, 'saygıyı gerçekten hakeden kişidir.' sizi kırmaz, kırmak istemez işte bu onun ne kadar düzgün bir insan olduğunu gösterir. evet düzgün insan bu devirde çok zor bulunan bir şey. peki düzgün insan neye göredir, kime göredir. bu bana göredir, sana göredir. bana göre düzgün insan yalan söylemeyen, karşıdaki insanı biraz bile olsa düşünmeyi düşünen ve fikirlerine saygı duyabilen insandır işte bana göre budur düzgün insan. hayatta en kolay şeydir birine hakaret etmek, birine iftira atmak ve birini üzebilmek. insanlar her zaman en kolayını seçip bir insanı kırıp dökebiliyorlar. ama bu insan bunu yapmıyor. bu insan, bir insanı kırmaktansa ona anlatıyor yanlışı da doğruyu da. işte önemli olan da budur zaten. zoru seçip de zoru başarmaktır. bunu yaptıktansa vicdanınız rahatlar ve temizlenir. bir insanı üzmeden önce çok ama çok düşünün ve öyle karar verin bu insan, gerçekten bunu hakediyor mu diye. gerçi hiç bir insan üzülmeyi haketmez hiç bir insan kırılmayı haketmez. herkese saygı duymak gerekir. bu çok zordur bazılarına göre. ama bunu başarmak önemlidir. ve bunlardan da önemli bir konu daha var o da sabırdır. bir insanda olması gereken önemli özelliklerden bir tanesi. ben sabretmeyip herkese dallaşsaydım, herkese laf yetiştirseydim daha mı iyi olurdu, daha mı mutlu olurdu herkes. bence hayır hiç kimse bundan mutlu olmazdı, hem de hiç kimse. ben zaten bu tür olaylara karşı bir insanım işte sayın moonlight sonata sabırlı birisidir de, sabreder de. bu yönüyle önemli birisidir de. bu insanı kırmak aklımın ucundan bile geçmez belki kırmışımdır farkında bile olmadan ama bu kötü biri olduğumu göstermez . zaten onun da böyle bir şey düşündüğünü sanmıyorum. bu saygıdeğer insan nasıl biri olduğumu çözmüş bir kişidir. sözlükteki yazılarımdan, yazarlara verdiğim cevaplardan ve bunu bana söylemiştir. ve tanımadığınız bir insan nasıl biri olduğunuzu çözmüştür. sadece çözemediği tek mesela var o da 'kscg'nin anlamı' . her ne kadar çözdü desem de veya çözdünüz desem de aslında hiç biriniz beni çözmüş değilsiniz beni tanımıyorsunuz, ben de sizi.
bana şunları söylemiş bir insandır, sürekli osmanlıca giriyorsun farklı başlıklara yorum yapmaya başla eğer istersen ilk benim nickimin altına yaz demiştir ve gülümsemiştir. ben sizin başlıklarınıza yorum yapamıyorum ama bu benim yorum yapamadığımın anlamına gelmez. ben şöyle bir başlığa ne yazabilirim cinsel ilişki teklifini reddeden erkek veya ezel dayı'ya ne yapmış dayı ezele ne yapmış. behlül kime ne yapmış, yengesine ne olmuş bu tür ve buna benzer konularda hiç bir zaman yorum yapmayı düşünmüyorum ve de yapmayacağım da. ben internetteyim kimse beni tanımıyor istediğim kadar küfür okurum istediğim kadar da laf atarım gibi düşünceler içinde değilim çünkü gerçek hayatta da böyle bir insan değilim sayın moderatöre de söyledim benim hayatta en büyük hakaretim gerizekalı, salak gibi ifadeler ve ben bunları söyledikten sonra bile özür diliyorum. dersiniz ne kadar korkaksın bu korkaklık değil karşıdaki insana saygıdır, saygı.
öreneğin;bir insanı 93 doğumlu veya 92'li diye hiçbir şey bilmeyen, hiçbir şeyden anlamayan biri olarak algılamanız yanlış, çok ama çok yanlış. çok güzel, klasik ve de mantıklı bir söz; akıl yaşta değildir baştadır. bu sözü ilke edinmeliyiz. tabi her insan için geçerli değil bunu da bilirim ve savunurum. hepinize gerçek anlamda saygı duyuyorum, söylediklerinize, yazdıklarınıza. işte böyle başlıyorum ve yorum yapıyorum moonlight sonata'ya. ama bu benim hep yorum yapacağım anlamına gelmez. kendisine teşekkür ediyorum, karşıdaki insanı anlayabildiği için, onu düşünebildiği için ona gerçekten saygı duyduğu için.
kendisine büyük bir sevgiden önce büyük bir saygı duyuyorum, daha önce de söyledim. kendisini her zaman da desteklerim, destekleyeceğim de onunla konuşmak farklıdır, onunla konuşmak size şunu öğretir: dünya'da böyle insanlar varmış gerçekten hayal değilmiş aslında. bunları yazmam onun bir moderatör olmasından değil, gerçekten böyle hissettiğim için yazıyorum, gerçekten böyle düşündüğüm için yazıyorum. eleştirilere dayanıklıyımdır. ve sayın moderatör bu konuda da uzman bir kişi..
eğer yazdıklarımda bir kusur varsa başta sayın moderatörden sonra da siz yazarlardan özür dilerim. kendisine daha önce de söyledim nazar değmesin.
hayatı boyunca sağlıklı, mutlu, huzurlu ve başarılı olmasını yürekten istiyorum.
edit: evlenmek isteyen bir yazardır aynı zamanda, inşallah evlenirsin sonata.
