oluşumu 17.yüzyıl sonlarına doğru yaşamış olan ünlü osmanlı şairi nabi efendi'nin afganistan'da bir derviş olarak hayatını sürdüren layharı ile ilgili olan manzum eseri yayımlanması neticesinde külhaniye tarikatının 17.yy sonlarında osmanlı'da etkisi hissedilmeye başlamıştır (layhar farsça çamur yiyen anlamına gelir, Layhar şarap testilerinin dibindeki çamurları yediği için bu rumuz ona layık görülmüştür)
Külhaniye ya da layhariye bir tarikat gibi işleyen bir yapıdır. lale dervinde bu tarikat hamam külhanının içindeki destelerden meydana gelmiştir. her külhanda bir deste ve her desteyi ise 10 kişi oluşturmaktadır, bunların başında da bir destbaşı bulunmaktadır. normalde destgahı oluşturan külhanbeyleri 23 yaşında ayrılması gerekirdi. fakat destbaşı istediği kadar kalabilirdi. bu tarikat tipi yapılanmaya alınmanın şartı öncelikle ana-babasız olmaktı. Genellikle günahkar anneler ve babaların camilere bırakılmış piç(literal analmıyla)lerinden oluşmaktadır[fuhuş savaş yıllarda dikkate değer anlamda artış göstermişti]. bu dönemde bilhassa osmanlı'da fuhşiyat ve suç çok yaygındır. Belki de bu nedenle bir çok padişah tarafından edirne istirahatgah olarak kullanılmıştır. hatta bazıları tarafından da payitaht'ın edirne'ye alınacağı söylenerek yeniçeriler tehdit edilmiştir.
alım koşulları ise 11 yaşından küçük olmamak ve ana-babasız olmak eğer ennesi fahişe ise ölmüş olması yeğlenirdi(burada kemal sunal'ın şabanoğlu şaban isimli filmindeki sümer tilmaç'ın canlandırdığı ve anamı kesen ben babamı kıtır kıtır doğrayan ben repliği ile akıllara kazınmış karıdgalı tipini anımsamak öamtıklıdır).
normal tarikatların yapısı ve gelişimi dikkate alındığında külhaniye ciddi analmda sapkındır. horoz onlar tarafından hindular nasıl ineğe tapar ve kesip yemezlerse kutsal kabul edilmişti. çünkü yukarıda ifade edilen layhar'ın horoz olup uçup gittiğine dayanan bir inançları vardı. tarikata giren her genç anadan üryan soyulurdu ve layhar'ın kefeni denilen iki kollu vücudu kaplayan bir gömlek giyilirdi. bu gömleğin için iki kişi girerdi ki bu girdiği yoldaşı ile kardeş ilan edilirdi. başları iki vücutları bir olurdu.
Külhaniye'nin oluşturduğu külhani sözlüğü isminde de bir sözlükleri bulunmaktadır. işin ilginç olanı kelimlerin anlamlarının belirli tarihi gerçekliklerdne bağımsız olmamalarıdır. misal düşman:tulumbacı anlamına gelmektedir. nedeni ise Nevşehirli Damat ibrahim paşa'nın tulumbacılığı onlara layik bir iş olarak görmesiydi. Arslan ve Evren isminde iki Külhanbeyi'nin bu şekilde işe koymuş ve külhaniye'den ayrılmak durumunda bırakmıştı. daha sonra da külhan destbaşlarından karayılan bey ile emir bey sorguya çekilmiş, karayılan bey ise zindana gönderilmiştir. bu olay Külhaniye'nin kökünü kurutacak bir olay olarak nitelendirilmiş ve tarikat mürşidleri tarafından tulumbacı literatüre "düşman" olarak geçmiştir.
Damat ibrahim paşa'nın amacı ise her türlü fısk, fuhuş ve hırsızlığın nüvesini teşkil eden bu mekanları ortadan kaldırmaktı. lakin yapamadı, bilindiği gibi patrona halil isyanı tarafından özellikle bu ayak takımının desteğiyle dönemin "resmi tarihin kötülemelerine kurban gitmiş sadrazamı" idam edilmiştir. lakin yaklaşık 100 küsür sene sonra 1846'da damat ibrahim paşa'nın yöntemiyle serasker rıza paşa tarafından külhandaki arsız takımı -ne kadar külhan hamamı varsa- bastırılmış ve devlet fabrikalarında iş verilmiş bir kısmı da orduya nefer olarak yazdırılmıştır.