evde dal-taşak dolaşabiliyorsan, ya da daha dramatik anlamıyla; bayramlarda eve şeker almaya luzum duymuyorsan, sırtını keseleyemiyorsan ya da yattığında yatağa çok uzaklardan gelen bir çınlamadan başka bir ses bir nefes yoksa anlarsın ki yalnızsın.
yalnızlık evlat acısı gibi koyar kimine...
kimi görgüsüz der ki; yalnız kalmak istiyorum...(sen yalnızlık mermisinin kalibresinin ne kadar yüksek olduğunu bilsen, vereceği tahribatı da düşünsen acaba böyle diyebilirmisin, mal!) demekten başka ne gelir elden?