"bulutlar geçiyor haberlerle yüklü ağır" derken insan bursa'nın nisan ve mayıs aylarını hayal eder. nazım bursa cezaevinde yazmış bu şiiri. dışırda ılıman bir hava vardı muhtemelen. gökyüzü masmaviydi ve bulutlar kümülüs tadında ağır ağır geçip gidiyordu.
bursa bu kıvamdayken, yürek nazım yüreğiyken ve sevdalı piraye ise, bağırmamak mümkün müdür?