mangalda kül bırakmayan ve kabına zarar veren sığ düşünceli zevatın aksine müslümanların ahvaline yönelik müspet işler yapan kimselerin dindarlık biçimidir..sosyolog ve entelektüellerce dillendirilmeye başlanmış bir
kavramdır...kanaatimizce terakki ancak kent dindarlığının yaygınlaşmasıyla imkan dahilindedir...marksist kesimde aydınlanma köyden mi başlar kentten mi diye tartışılagelmişdir...marksistleri bilinmez ama müslümanlar için aydınlanma kent yaşamına adepte olmakla olacaktır...kent yaşamına köylülüğü dayatmak daha fazla müslümanlık değil...yozluktur...kent ortamına ahlaki sınırlar dahilinde adepte olmamak ve taşra kültürü muhafazakarlığını;dinin kendisi zannetmek geri kalmanın sebeplerindendir...bu noktada;aynı dünya görüşüne kesinlikle sahip değiliz fakat bu konuyla ilgili tespitleri fevkalade güzel olan mehmet şevket eyginin görüşleri dikkate değer olduğunu belirtmek gerekir...diğer dindarlık cinsleri ise seküler kent yaşamına özenen dindarlar(bunlar asimilasyonu temsil ederler..her grupta vardır ve kimler olduğu malumdur),şehirde yaşadığı halde köylülükte ısrar eden estetikten uzak dindarlar(kabına zarar verenlerden bir diğeri bunlardır) ve köyde yaşayan köy dindarları(bunlar zararsızdır)... olarak sıralanabilir...