şakirdlerle zamanda münasebeti bulunmuş yazardır, doğrudur. bundan 2 çıkarım yapılabilir:
1) en azından kulaktan dolma bilgilerle araştırma yapmadan herkesin kutsal değerleri hakkında trollük belasına atıp tutmaz bu yazar. sezar'ın hakkı sezar'a gider.
2) hizmet evinde * ders çalışma bahanesiyle bir kaç gün, belki bir hafta bulunmuş, fakat kendisine küfreden ev abisini döverek evden çıkmıştır. ki bu ev abisi, sabah namazına kalkmadığım için küfretmiştir. "amına koyarım lan senin!" cinsinden bir küfür de değildir, işin içine ebeveynler karışmıştır.
herkes sütten çıkma ak kaşık değildir, yazar kişisi de değildir, fakat "allah, kitap, hocaefendi" laflarını ağzından düşürmeyip de fem dershanelerindeki kütüphane bilgisayarını otuzbir malzemesi olarak kullanan şakirdleri görünce kendini sütten çıkmış, tozlu kaşık olarak görmektedir.
çünkü onları süte batırsanız da, kalplerinin siyahlığı dışlarına yansımıştır.