böyle bir erkeği kim hor görebilir ki? görse de ne fark eder ki? kişi inandığı şeyi yaşadıktan sonra kim karışabilir ki?
inançlarımızdır bizi var eden. onlar için yaşamaktır bizi biz kılan. hele bunlar bir de doğru ise.
" hak bellediğin yolda yalnız gideceksin. " der ünlü bir düşünür. git ve arkana bile dönüp bakma.
başka hayatları yıkmıyor, başka insanları kendi egon için peşkeş çekmiyorsan, geri dönüp bakmaya ne gerek var? inandığımız değerler artı katıyorsa hayata ve bize, üzerinde düşünmeye gerek bile yok.
aldatmak...
aldatmanın nesi artı bir değer olabilir ki? aldatmak basit bir anlamda yalan söylemenin ta kendisidir. ağır anlamda sebepsiz yere birinin hayatını piç etmektir, onun güvenini ölene dek yok etmektir.
bunun için mi bir erkek toplum tarafından hor görülmektedir? görülürse o toplumun zaten ahlak anlayışı da ortaya çıkar. ve öyle düşünen insanların da öyle bir toplumun da canı cahenneme o zaman.
aldatmayı savunan, aldatmayı destekleyen herkes aynısını yaşadığında, ne demek istediğim daha iyi anlaşılır. bakalım aldatmayan erkeği değil hor görmek, o aldatılmanın acısını nasıl temizleyecektir buna inanan kişi, çok merak ediyorum o zaman.
ölüm bir kere gelir, canınızı şu veya bu şekilde teslim eder, gidersiniz. ama aldatıldığınızda her gün teslim edersiniz. yazmak kolay tabi. yaşayın da görün bakalım kelimeler nasıl kifayetsiz kalacak o zaman bunu anlatmaya.
aldatan mı? onu bilmiyorum ne duygular içinde olduğunu. bari aldatması bir boka yarasa canı yanmaz insanın. her aldatışta bir şeyleri gözden çıkarırsınız çünkü. ama sonu bir boka değmiyorsa, yediğiniz bokla kalıyorsanız ortada, nereye kadar ve neden yapılır bu iş?
başka canları yaktığınız için, kötülükten başka ne hissedebilirsiniz ki? dönün de bir bakın kendinize. size ne katmıştır aldatmak?
alt tarafı başka bir vücuda değdiniz, başka bir vücudu kullandınız ve çekip gittiniz. ya da kullanıldınız da hatta. getirisi olmayan, tam aksine hayatınızdaki sevdikleriniz için korkunç götürüleri olan bir olayı neden yapar bir yürek? yüreksiz olduğu için. dibine kadar egosunu düşündüğü için.
" id " denilen o alt benliği " it " leştirdiği için.
allah belasını versin böyle düşünüp de yeryüzünde dolaşan insanların; ve zehirlerini hala aldattıktan sonra sevdiklerine akıtmak isteyen, psikiyatrik bozukluk taşıyan akıl hastalarının.
aldatmanın tek adı vardır psikiyatride.
" kişilik bozukluğu. "
bu bozukluğu yaşamalarına kızmam da; hangi hakla aldatma eylemleriyle yeni kişilik bozukluğu olan insanlar yaratmaya çalışır bu tür pislikler; işte burda tanrıyı suçlayasım geliyor.
allahım iyileri iyilerle karşılaştır lütfen. bizi böyle kötülerle, kötülüklerle imtihan etme!
dağına göre kar verdiğin söylenir hep. hayır bu kar bizim gibi dağlar için çok fazla.
biz aldatmayanlara, aldatanları artık kısmet etme; sana olan inancımı bu şekilde sınama artık diye çığlık çığlığa bağırasım geliyor...
aldatana aynısı nasip et, uslanmıyorsa onun kendi pisliğinde boğulmasına sebep ol.
allahım varsan; aldatanlara da aynısını yaşamalarını nasip eyle. uslanmıyorlarsa bizi her gün öldürme, git onları her gün öldür.
her sabah gün doğumuyla başlasın acıları, takatsiz kalıp çektikleri azaptan; uykuya geçene kadar da aynı acıyı arttırarak ver onlara.
bunu da anlamıyorlarsa anlayana kadar şerrini onların üzerinden çekme.
bu acının bedelini onlara bu dünyada ödet, mahşere bırakma.
aldatmayanlara aldatılmanın acısını nasıl bu dünyada yaşatıyorsan, bari burada bir eşitlik olsun.
cehennem umurumda değil. bu dünyada hak etmediğimiz halde bize cehennemi yaşatanlara bu dünyada cehennemi ver ve seyretmemizi sağla.
