ulusal güvenlik konularını suistimal eden bir takım güçlerin rezil rüsva oyunudur. ergenekon davalarına bakın; nedir? kazı yapılıyor 5 tane tabanca, 10 tane el bombası çıkıyor. darbe; 5-10 silahla, 10-15 bombayla yapılabilecek bir şey mi? darbe yapacak komutanın elindeki tanklar, ağır silah ve mühimmat haricinde bunlara ihtiyacı var mı?
ne içindir bunlar?
eğer gün olur da, memleket işgal edilirse hasan tahsinleri beslemek için. milis güçlerine yardım için. işgal kuvvetlerine karşı koymak için. bu depoların yerlerini bilenler, görev verilenler bellidir. tır tamircisi tank tamircisi olur böyle bir anda, tencere kalaycısı silah-mühimmat sorumlusu. böyledir bu işler.
ordunun görevi nedir?
bu memleketi savunmak. bu tarz planları yapması gereken kimdir? tabii ki ordu. ordu, olağanüstü halde; işgal durumunda neler yapılması gerektiğini planlar. planlamazsa, senaryolar üzerinden masa üstünde çözümler üretmezse zaten eksiktir, görevini yapmıyordur.
bakın ; çok uzağa gitmiyoruz, yarından sonra isimli filme bakıyoruz;
anayasa lağvedilecek.
parlamento lağvedilecek.
sıkıyönetim ilan edilecek.
hazine, orduya bağlanacak.
polis, ordunun emrine girecek.
sivil yargı rafa kaldırılacak.
yargılamaları asker yapacak.
şüphe, tutuklama için yeterli...
zorunlu göç emri verilebilecek.
gerekirse mülklere el konulacak.
istihbarat bakanlığı kurulacak.
devlet dairelerindeki tüm verilerin yanı sıra, vatandaşlara ait adresler, telefon numaraları, kredi kartı, banka bilgileri tek elde toplanacak. iç karışıklıkları bastırmak için "özel tümen" oluşturulacak. önce plastik mermi, yetersiz kalırsa gerçek mermiyle, vur emri verilecek. iki milyon kişinin tıkılacağı kamplar inşa edilecek. şehirlerde yemek dağıtımını ordu yapacak.
amerikanın "ulusal güvenlik" senaryolarından bir tanesi bu.
aynısı bu memleket içinde yapılıyor.
ordu oturup olağan üstü durumlarda; işgallerde, vatanın tümüyle biçare kalabileceği felaketlerde senaryolar ve çözümler üretiliyor.
sen bu olağanüstü hal senaryolarını alıp "darbe planı" diye ortalığa salarsan, bunun adı dezenformasyondur, yalan üzerinden çamur atmaktır, şerefsizliktir.
kim bunları yapanlar? pkk ile elele kolkola dolaşıp, aponun açılım laflarını destekleyip, askerliğe vicdani ret yapanlar. yani bildiğimiz vatan hainleri.
geçen gün akp/açılım yanlısı gazete starda soyadı kütük olan bir şahsın haberini manşete taşımışlardı; kozmik oda ile alakalı saçma sapan, ipe sapa gelmez yazılar vardı. bütün gazetelerde hakim in 70 sayfa not aldığı yazarken; kütük soyadlı sözde gazeteci 170 sayfa not alındığını yazıyordu. 100 sayfalık arttırımla ordunun suçluluğunu kanıtlamaya çalışıyordu.
böyle bir rezillik, böyle bir kepazelik olabilir mi?
sistematik olarak her 4-5 ay da bir ortaya çıkan "belge" ve "darbe planları" nın hiç biriside doğrulanmış değildir ayrıca, hatırlatmak gerekir ki.
türk, gözünü açıp; ırzının, namusunun, onurunun yegane sigortası olan ordunun düşmanlarını tanımalıdır. çünkü ordu düşmanı, türk'ün düşmanıdır.
satılık hukukçuları, satılık medya organlarını, satılık kalemleri, satılık şerefsizlerin hepsinin bir kenara not alınması lazımdır. çünkü bu içerisinde bulunduğumuz dönem geçtikten sonra hesap sormak için hepsine ihtiyacımız olacak. *