aşk gibi özgünlüğüyle varolan bir kavramı, metalarla yozlaştırma ve daraltma hareketinin başını çeker. kimsenin aşk sembolü değildir aslında. egemen olan tarafından dayatılmıştır ve bunu kabullenen bünyeler daha vahimdir. en mahrem taşlarımız dahi başkaları tarafından boyanmıştır. aşk, sevgi vs. vs. biri kırmızı gül, diğeri "seni seviyorum".
bu mudur yani? bu kadar basit midir? gül nedir lan? neresi özeldir. dünyada tek bir kırmızı gül olsaydı ve sen de sevgiline onu verseydin, işte o zaman aşkının sembolü olabilirdi.
ve gerçekten içinde aşkını değil de sizi yücelten gerçek sevgili, siz ona kırmızı gül aldığınızda sizi anında terketmelidir. zira artık yüceltilecek bir tarafınız kalmamıştır. kendi aşkınızın bile değil; başkasının çizdiği "aşkın" figüranı olduğunuz andır. ki zaten kendi içinde çelişen bir semboldür. rutine bağlanmıştır bir kere.