imrendiğimdir. (sadece yazarı ilgilendirecek derecede subjektif mi oldu ne?)
aga yaşımız var biraz, yalan yok. biz, ilkokuldayken taşla, ortaokuldayken plastik topla, lisedeyken neyse liseyi geç o zaman tek derdimiz karı kızdı, futbol oynayan adamlardık. en azından ekseriyetimizin geliştirdiği alışkanlık bu yöndeydi. futbolun delisiydik lan, bilirsin sen de.
o zaman bu basket dalgasına yabancıydık anlayacağın. ama mutlaka bir iki tırto sarardı bu spora. gecenin bi saatine kadar nba izlemeler falan. ben topa vururken maradona diyorum; bu adam paso basket oynuyor turnikeye girerken de "hakkkiiim alaaajjjuuva" diye bağırıyor. manyak mıdır ne boktur amk!
ama işte ne kadar kaydırsam da bariz bir kıskançlık varmış abicim bizde. malak gibi topun peşinde koşarken, bu eleman askılı bodysini almış(ki bu dünyada askılı body bi bu adamlara bi de buruş liiye yakışır) tek başına sallıyor potaya. dönen topu da her seferinde kendi tamamlıyor, bak ben buna da vurulurum..