insanlar toplum içinde yaşarlar tartışırlar ,konuşurlar,fikir ayrıcalığna girerler,düşüncelerini paylaşırlar ve her insanın toplumda bazı hakları ve özgürlükleri vardır bunlardan bir tanesi de inanaç özgürlüğüdür..insan düşünen,olayları,konuşmaları değerlendiren bir varlıktır...belli bir yaşa gelince de kendisi için en iyisi neyse onu secer,doğru veya yanlış,(bizlere doğru gelen bir şey ona göre yanlıştır veya tam tersidir)her neyse...insanlar ilk önce aileden daha sonra ise hem arkadas cevresi hem de kendi araştırma yöntemleriyle kendi mantığına en uygun olan inancı benimser bu ateistlik,agnostik vb. olabilir ve insanlar karşılarında ki insanı daha dinlemeden inanışı yönünden yargılar ve eleştiriye baslar (bu genelde halkımızda olan bir özelliktir) bu durumda karşısında ki kişi savunmaya gecer,ona nedenlerini anlatır veya anlatmaz yine onun kararı,ancak (çoğu) kişi dinlemeden direk sonuca baktığı için madur olan kişi anlatıcı olur..
insanlar etkilenirler gerek düşüncelerden,gerekse içinde bulundukları toplumdan..bunun sonucunda ortaya farklı,çelişkili ifadeler,inanışlar çıkar,her insan karşısındakinin düşüncesini kabul etmek zorunda değildir ancak saygı duymak zorundadır(kimse kimseye zorla bir şey kabul ettiremez veya bir düşünceyi,oluşumu benimsetmek için zorlayamaz).