her şey kişinin kendi bilinciyle alakalıdır. kimi insan hayatını tek taraflı faydalanma sistemi üzerine kurmuştur. bu tip insanlar işte, arkadaşlıkta, cinsel hayatta karşı tarafın duygularını takmadan kendi yaşayacakları tatmin duygusuna önem verirler. ilk başta insanı mutlu eder gibi görünür. bütün ihtiyaçlarınızı görmüş, insanları en iyi şekilde kullandığınızı düşünürsünüz. ama böyle yaşamaya devam ettikçe karşınızdaki insanlar sizin sevgi vermekten yoksun bir kişi olduğunuzu anlamaya başlarlar. sizinle az vakit geçirir, sizi oyalar ya da arkanızdan dedikodunuzu yaparlar. kısacası sizi istemezler. işte siz o sırada önemli bir şeyi farkedersiniz; "sevgi". insanlara vermediğiniz, bunun için de yalnız kaldığınız sevgiyi. ikinci tip insan ise ikili ilişkilerde karşı tarafların duygularını önemseyen kişiliktedir. kendini mutlu eden insanlara değer verir. bu insanların kurduğu ilişkiler devamlıdır. yani durmadan kendini yeniler. yaşanılan olaylardan sonra güç kazanır, niteleği sağlamlaşır. ikinci grubu giren insan, birinci gruba giren insana nazaran faydalanmayı sadakatın arkasına attığı için kendini kimin yerinde olursa olsun sever. çünkü diğer insanların ona olmasını istediği gibi kendini eğitmiştir. birinci gruba giren insan ise kendini sevmeyeceği gibi, bu durumu da inkar etmez. zira bu insanlar yaşamda kendine benziyen insanlardan uzak durmayı tercih ederler. kendinden ibret alıp başkasından uzaklaşan insan kendini nasıl sevebilir ki?