lucas neill

entry362 galeri video1
    120.
  1. galatasaray'ın yepisyeni avustralyalı stoperi.

    bir stjepan tomas vardı bildin mi? her takımda rahatlıkla işini yapabilecek, futbolu bilen, olması gereken yerde olabilen bir stoper. lucas neill'ın futbolculuğunu en iyi benzetebileceğim örneğin bu kadar yakınımızda bitmesi enteresan, tabi oyununa yaptığım yorumu bağlayacak şekilde. asıl yapmak istdiğimi yapayım ve hıncal'dan öğrendiğim kadarıyla saçmalayayım hazır klavye önümdeyken, bu sempatik avustralyalı hakkında bu kadar muhteşem entry okuduktan sonra saçmalamam çok mu allasen?

    galatasaray'ın futbolcu transfer ederken oyuncunun sağlık durumunu yeteri kadar incelemesi konusunda şüphelerim var. çoğu kulüpte bunun spesifik örnekleri sıkça görülmüştür ancak galatasaray'da bir gelenekselleştirme tehlikesi de yok değil. yabancı kontenjanından futbolcu transfer ederken, hele daha yeni transfer ettiği bir stoperden 700 bin sterline vazgeçiliyorken şüphelenmemek mümkün mü? umarız bu şüpheler boştur ve adam sağlıklıdır, sikindirik bir sidik yarışı için kimsenin sakatlığına duacı olacak değiliz elbette, kaldı ki sikindirik olmasın; yine de sağlığına duacıyız.

    lakin şu galatasaray'ın ilk yarıda oynadığı ya da oynamaya çalıştığı futbol yapısına bakınca acaba stoper sorunu mu istenilen düzeye çıkılamamasına sebep oldu? yani bu galatasaray'ın o bölgesine 28 yaşındaki popescu'yu koysak acaba istediğimiz sonuca ulaşabilecek miyiz? işte benim sıkıntım tam da burada. popescu'nun üzerine rakibin bir maçta kaç defa gelebildiğini hatırlayalım; galatasaray'ın o dönem ceza sahasına yaklaşan takım sayısını düşünelim. stoperlerinin önde oynamayı bilen, orta saha oyuncularıyla aynı menatalitede oynadığı bir takımda sorun neill olmayacaktır;

    sorun ''servet çetin'' dir.

    bu buz adam, bu aslan yürek, bu demir parçası, bu xxx large insan galatasaray'ın oynamak istediği düzenin parçası değildir; beğenmediğimiz fernando meira kadar hem de. servet'in oyun yapısı, savunmasını kendi yarı sahasında yapan bir takımın düzenine uygun gibi. memleketimizde kabul gören fayda kırık kolla oynamak, çatlak ayakla mücadele etmek olduğundan savunma kurgusunda ilk aranan her daim servet çetin'dir, işte bu durum da memleketimiz takımlarının makus talihinin bir özeti gibi.

    ben bir saylon muzaffer olaraktan galatasaray'ın bu ara transferde orta sahada yapacağı değişikliği defanstan önce düşnmesini beklerdim. arda'nın kewell'ın ve keita'nın göbekte oynayan 2 oyuncunun performansı kadar yarar sağlayabileceğini söylemek için neeskens mi olmak gerekiyor? futbol modeli olarak barcelona'yı ele alalım; elbette abidal ile hakan balta'yı, messi ile arda'yı kıyaslamayacağım. messi'nin allahsal dalışlar yaptığı maçları saymazsak barcelona hangi maçta xavi-iniesta performansının üstünde oldu? tekrar messi'yi tenzih ederek barcelona'nın hangi iki oyuncusu xavi-iniesta kadar kilit iş yapıyor?

    sadece bu açıdan bile bakarsak, ayhan'ın, mehmet topal'ın, mustafa sarp'ın, hatta elano'nun galatasaray'a sunacağı hizmetten daha fazlasını, en azından daha kreatifini vaad edecek bir orta saha oyuncusu transferini beklerdim galatasaray'dan, makineyi bir arada tutabilecek bir dişli eklenmesini beklerdim. ''hassiktir lan, 20 milyon euro bulunacak bir de bu parayı getirilecek adam bulunacak'' dediğinizi duyar gibiyim. peki o uefa kupası nasıl geldi sanıyorsunuz? bu kadar yeteneği bir araya toplamışken bir 20 milyon euro makineyi çalışıracaksa ve o makina bir avrupa kupası vaad edecekse neden olmasın lan? neden olmasın mına koyim ya?

    lucas neill galatasaray'da oynayabilecek bir stoperdir. alınacak forvet de kuşkusuz bu takımda oynayabilecek bir oyuncu olacaktır. ancak lucas neill ile galatasaray ne daha az gol yiyebilecek, ne de alınacak forvet ile bundan fazlasını atabilecektir. o top göbeği o kadar kolay geçiyorsa yenilen gol yarıya inmez, o topu keita'nın koşu yoluna atamayan, depar halindeki bir oyuncunun her defasında gerisine atan mustafa sarp ile yeni alınan forvet de coşmayacak, malesef.
    0 ...