1920 yılına baktığınız zaman tam bir osmanlı subayıdır.
1922 yılına baktığınız zaman tam bir avrupa düşmanıdır. bunu şu sözleriylede anlaya biliriz.
--spoiler--
"Artık durumu düzeltmek, hayat bulmak için, insan olmak için, mutlaka Avrupa' dan nasihat almak; Bütün işleri Avrupa'nın emellerine uygun yürütmek, bütün dersleri Avrupa' dan almak gibi birtakım zihniyetler ortaya çıktı.
Oysa; Hangi istiklâl vardır ki, yabancıların nasihatleri ile yabancıların plânları ile yükselebilsin ? Tarih böyle bir olay kaydetmemiştir. Tarihte, böyle bir olay yaratmaya kalkışanlar, zehirli sonuçlarla karşılaşmışlardır.
işte Türkiye'de, bu yanlış zihniyetle sakat olan bazı yöneticiler yüzünden, her saat, her gün, her yüzyıl, biraz daha çok gerilemiş ve daha çok düşmüştür.
Bu düşüş ve alçalış, yalnız maddi şeylerle olsaydı, hiçbir önemi yoktu. Ne yazık ki, Türkiye ve Türk halkı, ahlâk bakımından düşüyor.
Durum incelenirse görülür ki, Türkiye Doğu 'maneviyatı' yla sona eren bir yol üzerinde bulunuyordu. Doğu'yla Batı'nın birleştiği yerde bulunduğumuz, Batı'ya yaklaştığımızı zannettiğimiz taktirde, asıl mayamız olan Doğu 'maneviyatı' ndan tamamiyle soyutlanıyoruz.
Hiç şüphesizdir ki, bu büyük memleketi, bu milleti, çöküntü ve yok olma çıkmazına itmekten başka bir sonuç beklenemez bundan..."
--spoiler--
1924 yılına baktığınızda günümüzde dahi "yok efendim bunlar o zamanın şartlarını gerektiren ve o dönemde yapılabilecek en iyi hamlelerdir ancak günümüze ayak uydurması için nasılki kimileri kur-an'ı kerim eskidi (u: töbe töbe) günümüze ayak uyduramıyor diyorsanız bu inkilaplarında tazelenmesi gerekir" demek gibi bir cümle ağızınızdan çıktığı anda jet hızıyla müeebete kadar uzayacak geri dönülmez bir yola sokma ihtimali olan tamamen avrupai standartlar getiren inkilaplarını yayınlamaya başlamıştır.
1926 yılına gelindiği zaman O, Kur-an’ın özüne uygun Hz. Peygamber s.a.v. zamanındaki gerçek islamiyet’in yanındaydı. Dini ve gerçek din bilginlerini övmüştür.
1932 yılında ise ezan'ın türkçe okunmasına karar vermiştir ? ( sebebi konusunda fikrim olsada baska bir başlık açılası konudur.)
Bütün bunlar göz önüne alındığında kimi çıkarcı cevreler tarafından sırf eleştiri olsun diye tutarsız haraketler diye nitelendirilsede bugün rüzgara göre yelken açtığı iddia edilen Liberal felsefe'yi savunan insanlarla nasılda bire bir uyuştuğunu görebiliyoruz baş komutan atatürk'ün haraketlerini. önemli olan zekice hamleler yapabilmektir, eğer atatürk bir ideolojiye kapılıp * halkını ve milletini zamanın şartlarına göre değil o ideoloje hizmet edicek haraketlerde bulunarak bu ülkeyi yönetmeye kalkışsaydı o meşhur tartışma varya..*
