be ruhsuz "büyük adam" dedim, nasıl bu kadar yüzeyde kalabiliyorsun, nasıl bir ortamda, nasıl bir ailede yetiştin? kendi kendime sordum bunları. çünkü bizim ülkede katillere kıyak çekmek moda oldu, kimse bir insanın öldürülüp yok edilmesini umursamadığı gibi, klozetin üzerinde sürreal tespit çalışmaları yaparken bu tespitleri de kamusallaştırıyor, yani acımızı bile yaşayamıyoruz, adam ölmüş lan! bak ölüm diyorum, ölen biri. ölen birine tekme atacak bir mide var mı sende? eğer varsa sürreal tespitlerini serin sulara bırakmaya devam et, ama yoksa nasıl o önünde yanyana dizilmiş harfleri kullanarak bu kadar kendini kaybedebiliyorsun? bak benim önümde de var o harflerden, iki saattir uğraşıyorum şuurumu korumak için, bu kadar terbiyesizliğe aynı ayarda yanıt vermemek için kasıyorum kendimi.
demek odasının duvarlarına katillerin resmini asan, onları kendine rol model alan bir kişi bu! hrant dink katlediliyor, arkadaş hâlâ suya bıraktığı sürreal tespitlerde boncuk arıyor, başka bir gazeteci abdi ipekçi'yi katleden adamıysa gözlerinden öpüyor. merak ediyorum nasıl bir aile, okul, toplum mümkün kıldı seni ve dünyaya zarar vermekten başka hiçbir vasfı olmayan bu kütleyi?