bildiğim kadarıyla türk futbolunun pek de alâkasının olmadığı istikrar olayı için örnek teşkil etmektedir kendisi. bu sezondan önceki iki sezon ligde 30'un üzerinde maça çıkmış ve bu sezonda da takımının aranan futbolcularından biri olmaya devam etmiştir. şahsen eski teknik direktörünün manchester city gibi kaliteli bir takımı 2 0 yenmelerine rağmen maç için "neill'i aradık" tarzında laflar ettiğini öğrenmem transfer haberine daha bir sevinmeme neden olmuştur.
öte yandan taraftar anlayışı dün havaalanından omuzları üzerinde oyuncu karşılayıp daha sonra aynı adamlara "are u player" diye sataşmak olanların, ülkesinin milli kalecisini jipinin içinde dövmek olanların, "bizim sahamız, seyircimiz mükemmel. 30.000 kişiyiz, gelen yabancılar hep lan o stadda tokyo nüfusu kadar adam vardı sanki aq diye övüyor" şeklinde ibarelerle takımlarının dünya futbolu için bi sikim ifade ettiğini zanneden garibanlar için tabi ki sıradan bir futbolcudur.
bütünü göremez bu garipler. sonuçta senin ligine geliyor bu adamlar. sen ağzında salyalarla "yeter demirören yeter" diye zırlayıp sonra takımın yedek manu'yu yenince "beşiktaş'ım oleyy" diye döneklik yapmaya devam et, sen dün roberto carlos'un baldırını yalamak için kendini zor tutup şimdi memleketinde herif gerçekleri saydırırken "ne içten pazarlıklı herifmiş" diye çemkirmeye devam et. güzellikleri görme, 5 sene önce şampiyonlar ligi finalinde ilk 11'De sahaya çıkmış futbolcuların, ispanya ligi gol kralının, fransa liginin altın ayakkabı ödüllü futbolcusunun, 5 adımda tüm sahayı geçebilen hıza sahip yabancıların şu an senin liginde oynadıklarını unut tabi.
neyse...kendisi bir de milli takımının kaptanıdır, öyle işte.