Bir türlü akşam olmaz vakit geçmez, sonra gece sabaha kavuşmaz. Gözün yollardadır hep, her telefon sesinde irkilirsin, heyecanla bakarsın ekrana.. Ümidin hiç bitmez, sürekli ümit edersin. içindeki Polyanna sürekli avutur seni, en olumsuz şeylere en iyi tarafından baktırır sana..
Günler geçtikçe sıkıntı artar, ümitlerin acı vermeye başlar. Bitmeyen kabus dolu gecelerden aynı sancıyla uyanırsın her sabah, nefes alamazsın, sürekli konuşan Polyanna'ya tahammülün kalmaz, duraksız bir başağrısı başlar.. Zaman ağırlaşır, bir yük gibi çöküverir omuzuna.. Her yeni günde felaketin artar, korkunç bir karanlığa hapsolursun, çırpındıkça daha derine düşersin, tutunacak bir dal, koşacak bir ışık ararsın.. Bir karabasandır artık zaman, haykırdıkça kendi sesinde boğulursun.. "Geçecek" dersin, "Bir-iki-üç diyeceğim ve bitecek".. OYSA MiLYONU GEÇMiŞTiR SAYMALARIN.. Ümidin dibe vurur..
Sonra anlarsın imkansızlığı.. Çaresizce öylece kalakalırsın, karanlığa alışır gözlerin, boyun eğmekten başka seçenek kalmamıştır.. Kör kuyulara alışırsın, sevgili ALIŞKANLIK burada da tutar elinden.. "Hoşgeldin" diyen karanlığa "Hoşbulduk" dersin.. Hiç birşey hoş değildir aslında.. Gülümsemeye başlarsın içindeki acıya aldırmadan, hayata yeniden tutunmak için tek çare budur çünkü.. Hayatın öğrettiği bir çok şey gibi bununla yaşamayı öğrenirsin.. Ve geride bıraktım dediğin acıların, sırtına haince saplanmış bir bıçaktır..