Soyuyla sorunu olan, aslını inkâr eden, köksüzlüğü benimsemiş insanların,
islam'ı bilmeyen, sevmeyen, anlamamış, anlamaya da çalışmayan insanların,
Tehcir yasasından kurtulmak için, müslüman ve türk rolü yapan, Alevi görünümlü ermenilerin,
Mustafa Kemal'in de bir Osmanlı Zabiti olduğunu, onu da Osmanlıların yetiştirdiğini unutan, Gazi'nin resmini paradan ve resmi dairelerden kaldırtan zihniyete alkış tutan, sözde "Atatürksever" Kemalistlerin,
Osmanlı'nın Türk olmadığını söyleyebilen, kendi Türklüğünden asla emin olamadığımız, Ermeni, Rum, dönme tohumu nesebi gayri sarih insancıkların,
Burun yapılarının bozulmamasıyla bile Osmanlı Hanedanının soylarının bozulmamış olduğunu kavrayamayanların,
Bütün dünya tarihinde hanedan olgusu, monarşi yönetimi nedir, nasıldır bilmeyenlerin,
Osmanlıların emperyalist olmadıklarını, bu yüzden "imparator" veya "imparatorluk" kelimelerini kullanmadıklarını, kendilerine Devlet-i Âl-i Osman dediklerini bilmeyenlerin,
Osmanlıların, reklam tabelalarında bile yabancı kelimeler bulunan, gençlerin kurbağa dilinden bile daha dar ifade gücüne sahip, türkçeden başka herşeye benzeyen, renksiz, tadsız bir dille konuşan günümüz Türkiye Türklerinden daha iyi, kuşatıcı, ifade gücü yüksek bir Türkçe'yle konuştuklarını, bu dille büyük bir edebiyat oluşturduklarını kavrayamayan, fikri kıt, vicdanı kıt, insafı kıt, güzellik namına her şeye zıt insanların,
insanlığa, islâmiyete, milletimize, ülkemize, tarihimize, edebiyatımıza, ilmimize, irfanımıza, kültürümüze, sanatımıza Osmanlı kadar katkı yapmamış, yiyip içip uyuyan gübre makinelerinin,
haklarında konuşmaya, yorum yapmaya, onları eleştirmeye hele de onlara hakaret etmeye asla hakkının olmadığı, çok iyi terbiye ve eğitim almış, en kötüsü bile 5 vakit namazı cemaatle kılan, harama helâle dikkat eden, herbirinde farklı sıradışı vasıflar bulunan, bazıları veli, bazıları dahi, birçoğu şair, kimisi sanatkâr, kimisi zanaatkâr, ama hepsi vatansever devlet başkanlarıdır.
(Edith: Nesini eksiliyorsun, soysuz kanına neresi dokundu, merak ediyorum.)
(II. Edith: Ey beni eksileyen soysuz bu uzun cümle senin soysuzluğuna kapak olsun!)