peygamberlik evliyalık vb nin 20yyda bitmiş olması

entry4 galeri
    ?.
  1. Başlıkta 45 karakter kriterinden dolayı kısaltmak durumunda kaldım. Tam anlamıyla, 20.yüzyılda peygamberlik, evliyalık gibi ruhani kurumların bitmiş, geçerliliğini yitirmiş olması durumudur bahsettiğim.

    evliyalık, elbet ilimle ilgili de bir kurumdur. ilminde büyümüş, allame olmuş ama insanüstü özellikleri olduğu iddia edilmeden de evliya olarak anılan kimseler vardır. ama bu kimseler istisna. evliya deyince akla hemen mucizeler göstermiş, dünyevi hayattan kopup başka alemlerde gezinebilen; işte kelimenin tam anlamıyla ermiş kimse akla gelir.

    peygamberler ise biz sıradan fanilerin dünyevi anlamda anladıkları boyut mefhumunu darmadağın etmiş, mucizeler göstermiş, dünyadışı canlılarla; meleklerle,tanrı ya da tanrılarla irtibata geçebilen üstün kimseler oluyorlar. kutsal kitaplar, tasavvuf ya da sözlü ve yazılı halk edebiyatı; peygamberlere, erenlere atfedinlen doğaüstü, insanüstü hikayelerle, anlatılarla dolu.

    bir dine itikadı haliyle yalnızca peygamberin birkaç mucizesi sağlamıyor. okuyan,ilim sahibi, idrak eden kimseler yeri geliyor,-islam örneğinde- bir hadis-i şerif'e, yeri geliyor kutsal kitabın edebi ve dilbilgisel manadaki güzelliğine, yeri geliyor, bir kelimenin bir ömür sonunda farkedilen gizli, esrarlı manasına tutuluyor. ama tüm bunları anlamak için büyük emek vermek ve ilim sahibi olmak gerekiyor ki gerçek allamelerle böylelerini toplasak yüzde 2 gibi bir alanı kaplar herhalde ortalamada. ilim sahibi olmayan ya da cahil ya da cahil değil ama dinen bilgisi ya da ilmi olmayanlar ise o yüzde 98'lik kısım. işte böylelerinin de üstte saydığım ilmi melekelere sahip olmadıkları, bu yüzden de bir dine itikad etmelerini sağlayacak özellikleri idrak edemedikleri için onların bir dine ait olmasını sağlayabilecek iki şey geriye kalıyor: bir, ibadet, zikir vb.'nin verdiği manevi haz ve uhrevi özellikler gösterebilmiş bir peygamber ya da din büyüğü. yani uhrevi özelliklerin bir dinin ya da tarikatın ya da öğretinin "çekici" olmasında hayati rolü var.

    Ben, gözle görmediği hiçbir şeye inanmamayı bilime inanmak sanıp aslında farketmeden bilimin ufkunu daraltanlardan değilim. kendimce yeri geliyor bir dine ya da tasavvufi meseleye ilgi duyuyor, kimi zaman da dergahlara kapanan dervişlere, manastırlara kapanıp ilimlerine ilim katan hangi dinden olursa olsun rahiplere inanılmaz derecede öykünüyorum. Ama aklıma takılan bir soru da yok değil: fotoğraf makinesi, kamera gibi görüntülü kayıt alet edevat icat edileli ne kadar oldu bilmiyorum. ama 1900'lü yıllardan önceye ait şehir manzaraları falan var. demek ki bir 120 senesi var.(yanlışsa düzeltirsiniz) peki bu son 120 yılda hiç mi evliya yetişmedi? o büyük eserlerde okuduğumuz mucizeler sadece türbe sahiplerine mi bahşedilmişti? bu çağ ki; ilimde ilerlemek isteyene en büyük olanakları sağlıyor. demek ki, ilimde geriye gidildiği için doğaüstü güçleri olan ermişler de yok artık, denilemez. o zaman insan da sormadan edemiyor: fotoğrafsız çağlarda her yörede mutlaka en az bir tane olan ermişler ve onların insanüstü güçleri, belli amaçlara hizmet için uydurulmuş ve dilden dile aktarılmış fantezi ürünleri miydi? cevabı bana kalırsa çok açık: evet! bu kadar zaman zarfında hadi 10'u 5'i geçtim bir tane de mi evliya çıkmaz? maneviyatlarına saygısızlıktan imtina ederim ama, şimdi türbeleri başlarında huzur bulduğumuz erenlere mucizenizi bir de bize gösterin, insanüstü yetiniz varmış, gösterin de kameraya çekeceğiz desek ne yazık ki bir (bkz: uçan adam sabri) fenomeniyle karşılacağız gibi geliyor bana.

    şimdinin tarikat şeyhlerini ele alalım. o kadar hikayeler dinledim ve okudum ki birkaçı hakkında, hem inanılmaz büyük bir saygı duydum hem de içten içe meraklandım bu hazretlerin nasıl göründükleri ve kişiliklerine dair. ta ki onlardan bir ses kaydı dinleyene ya da bir video izleyene kadar. insanların abartı -hele manevi konularda- kabiliyetlerinin sınırlarının ne kadar büyük olduğunu hayatta tahmin edemezsiniz. isim vermiyorum kimseyi kırmak istemediğim için, ama büyük şeyhler diye koca koca adamların el etek öptükleri -ama üfürükçülerle ya da mahalle şeyhleriyle karıştırmayın- kitleleri ve tarihi etkilemiş gerçekten büyük tarikat büyükleri dahi o kadar hayal kırıklığına uğrattılar ki beni.(ilimlerinden bahsetmiyorum) elbette biliyordum bizler gibi bir insan olduklarını ama birçok konuşmalarının, vaazlarının bugün klişe diye dalga geçtiğimiz laflarla dolu olduklarını, şaka olsun diye söyledikleri lafların nasıl ortamı buz gibi ettiğini görünce, geçmişi düşünüp, her şey bir sanrıymış, diye düşündüm.

    kişisel olarak beni, evliyanın, peygamberlerin insanüstü güçleri var mı yok mu mucize gösteriyorlar mı göstermiyorlar mı ilgilendirmedi, ilgilendirmeyecek de. çünkü ben, etkileniyorsam eğer bir manevi değerin bu özelliklerinden etkilenmedim. çünkü, ne bilime savaş açıp maneviyatı üstün tutmak, ne de bilimi aşırı ciddiye alıp maneviyatla dalga geçmek isterim. ama tanrısal özellikler gösterdiği haberi hızla yayıldığı için isa'ya koşan romalılar tam da bu özellikler için koşuyorlardı ona, bunu da bilirim. ve "ölünce artan" mucizeleri için hala ona bağlı olanlar var.

    artık bu çağda dinlere, maneviyata bakışın eskiden olduğu gibi olamayacağı açık.
    0 ...