derinlerde yasam

entry55 galeri
    35.
  1. S'agapo- alkistis protopsalti dinlerken beni yakalamış olan yazar. O değil de, böyle patadanak yollanır mı be arkadaşım!? "insanın içerisindeki varolan yaşama sevincini vakumlamayı mı? beni madde bağımlısı yapmayı mı hedefledin?" düşüncelerim zuhur ederken gördüm ki, herkese yollanmış. herkese farklı yollandığını da düşünerek paylaşmak istedim. umarım yanlış yapmamışımdır. *
    *
    Gece...
    Saat kaç,hangi gündeyiz bilmiyorum...
    Başıma dayanılması güç bir ağrı saplanmasına karşın,kalkıyorum...
    Kalkmam gerek,özgürlüğümün ilk saatleri bunlar...Kaçıramam hiçbirşeyi...
    Geriye dönüşüm başladı yavaş yavaş...
    Sakin,her şey sakin....
    Teker teker yaşamam gerekiyor...
    Duvardan destek alarak kapıya doğru ilerliyorum...
    Bu soğuk duvarlara hiç yabancı değilim aslında....
    Belki de yanlızlığımın tek şahitleri onlar...
    Kapıyı arkamdan sessizce kapatıyorum...
    Sanki bana gitme diyecek biri varmış gibi...
    Sessiz sedasız çıkıp gidiyorum...
    Sokak kapısının gürültülü kapanışı bir kez daha ürpermeme neden oluyor...
    Ve derin bir nefes alıyorum sonrasında.....
    Kimse yok sokaklarda....
    Sessizliğin çığlıklarını duyuyorum adeta. Ağlamaktan çizgi haline gelen gözlerim...Eski anıları çok güçlü olan,bileklerimde ki yara izlerim...
    Ve içimde,yaşamama isyan eden ruhumla....
    Herşeye rağmen yürüyorum....
    Karanlığın beni kendine çekişine yabancı değilim...
    Karanlıkta attığım adımlara alıştım....
    Önümde simsiyah uzanan bu boşluğa artık isyan etmiyorum....
    Yenildim,kabul ediyorum....
    Daha fazla karşı gelecek güç bulamıyorum kendimde...
    Bağırmıyorum,evet bu sefer bağırmıyorum...
    içimde kopan fırtınayı...
    içimde ki çöküşleri....
    Şu an dışarıdan duyabilecek durumda değilim...
    Bildiğim tek bir şey var...
    Şu an varmam gereken bir yer..... Bu belki bir şans belki geri dönülmez bir yolculuk....Ancak orada olma isteği pek çok olumsuzluğu yıkıp geçiyor....
    Gidiyorum,..Arkamda bir boşluk bıraktım sadece...
    Durduracak kimse yok beni...
    Attığım her adımda biraz daha yanıyor canım...
    Soğuktan çatlayan dudaklarım,gözümden akan yaşlarla ıslanıyor....
    Omuzlarımda artan yüke aldırmadan atıyorum kararsız adımlarımı....
    Adım adım yaklaşıyorum sonu belirsiz gerceğe...
    O hiçliğe dair pek çok şey hatırlıyorum...
    Asi sandığımız ancak dirennçsiz olan ruhlarımızı.tutkularımızın önüne geçemeyen bedenimizle körelletiğimiz... Doğru olduğunu sandığımız hayal kırıklıklarımız...
    Koşarken önümüze çıkan her engelde geriye kaçışlarımız...
    Bunlardan sadece birkaçı...
    Bu çıkmazın her anında duyduğum şüphe giderek artıyor...
    O yer,kaçışlarımın sonuçsuz kaldığı....
    Düşüncelerime koyu bir renk katan tek yer adeta...
    Güneşin siyahını gördüğüm....
    Karanlığın asilliğine asık olduğum...
    Gidecek tek bir yerim bile yokken bana en karanlık köşesinden yer veren...
    Vazgeçemediğim o yer...
    Karşısındayım işte...
    Kaçıp gitme isteği dolduruyor içimi ansızın...
    Ancak o an fark ediyorum,geride kimsemin olmadığını...
    Bu kez sadece yürüyorum...
    Hava da asılı kalmış bu kokuyu duyduğumda buraya ait olduğumu bir kez daha anlıyorum...
    Artık sonuna geldiğim yolun merdiven basamaklarına oturuyorum...
    Geçmişte hatırlamak istemediğim anılar inadına beni içine çekiyor...
    Tekrar tekrar yaşıyorum bu boşluğu...
    Usulca çıkıyorum merdivenleri...
    Bir an sadece,bir an o düşünce geciyor aklımdan...
    Saniyelik düşüncelerin kurbanı ben,bir kez daha gücümü toplamaya yelteniyorum...
    Hiç acele etmeden çıktığım basamaklar, oluşan bütün gölgelerimi gizliyor...
    Son basamakla birlikte duyduğum şüphe,kendisini büyük bir heyecana bırakıyor...
    Onları duyuyorum...
    Ve duyduğum her sözde biraz daha güçlü hissediyorum...
    Bakan ancak bir türlü görmeyen o gözler,ne yazık ki konuşma çabalarımı havada asılı bıraıyor....
    Soğuk,trabzan demirinde ki elim daha da sıkılaşıyor...
    Çaresizliğe adım adım yaklaşan ben,bir hareketle,geçiyorum demirin ardına...
    Kötü bir son ya da yeni bir başlangıç ne olacağını bilmiyorum...
    Ancak bir şeyden eminim...
    Hayata tutunma sebebim yok...
    Gülebilmek için iyi bir nedenim yok...
    Mutluluk kelimesi benim için erişilmez bir değer...
    Baska bir seceniğim olduğunu ise hiç zannetmiyorum...
    Bir geri dönüş veya bir şans daha yok..
    Son kez,titriyorum içimdekileri dışa vuramamanın isyankarlığı ile...
    Son kez,hayal ediyorum,belki de yaşıyorum her hücreme kadar onları..
    Son kez kimseyi düşünmeden yeni bir karar vaeriyorum...
    Ve son kez derin bir nefes alıyorum...
    Siyahın hıçkırıkları her tarafı sararken,boşluğa bıraktığım bedenim hiç bir şeyin farkında olmasızın,saniyeler geçmeden kendini taş zamin üzerine savunmasızca çarpıyor...
    Yüzümde her zamankinden daha sahte belli belirsiz bir gülümsemeyle aldığım bu koyu virajı büyük bir sessizlik içinde izliyorum...
    Sabahın ilk ışıkları siyah ile birlikte doğarken,insanlar bedenimi yine kendimin oluşturduğu kızıllığın içinde buluyor...
    Yüzlerinde ki şaşkınlık ve dehşet ifadeleri yeni bir kalabalığın oluşmasıyla iyice artıyor...
    Korkularımın sonunda geldiğim bu yerden artık pişmanlık duymuyorum..
    Kararlı ve simsiyah attığım adımlarımı borçlu olduğum geçmişim artık beni takip etmiyor...

    Bu artık yeni bir başlangıc..,koyu bir başlangıç...
    0 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük