bizim oturduğumuz evin vergisini verirken, gecekonduda oturanların ekmek elden su gelden yaşaması bir haksızlık.
ha haksızlık ama adamlar soğukta karda kışta sokakta mı yatsın donsun mu diye sorarlar adama..
o zaman bu haksızlığa yol açan onların köylerinden kalkıp dıpdızlak istanbul'a gelmeleri. neden köyünü terk edip geliyorsun derler adama.
o zaman o da 2010 yılına geldik avrupa kültür başkenti olduk diyon ama benim köyüme 2010 yılında hala yol, su, elektrik getirmedin, biz hala 1700 lü yılların teknolojisi ile yaşamaya çalışıyorduk köyümüzde ne iş var ne ekmek. mecburen geldik diyecektir istanbul'a... ki haklıdır da..
o zaman gelir dağıtımı yapılırken adam gibi gelir dağıtımı yapacaksın.. sadece bir tane oğluna iki üç tane gemicik alana kadar o para ile 10 15 köyün ortasına orta ölçekli bir kaç fabrika kursan o adamlar buraya gelmezlerdi dersin sende.. ve ülkeyi kurtarma muhabbeti bu şekilde rakı bitene kadar devam eder..