kadın yerine bayan demek

entry94 galeri
    40.
  1. faruk özsu'nun aşağıdaki yazıyla isyan ettiğidir. al benden de o kadar...

    "Bayanlar" ve erkekler...

    ''Bakalım bu hafta hangi 'bayan' yarışmacı elenecek, hangi 'erkek' yarışmacı hayallerine veda edecek?..." (TV'de sıklıkla gördüğümüz yarışmalardan birinin fragmanından.) Üniversite sınavlarından hatırladığımız "aşağıdaki cümlelerden hangisinde anlatım hatası vardır" soru grubunda sorulduğunda, "kebap soru" kabul edilerek, gözü kapalı işaretlenebilecek olan yukarıdaki takdim cümlesindeki hatalı kullanım, maalesef dilimize yapıştı ve "dille ilgili hassasiyetlerini kendilerinden daha çok tanıdığımız" bazı emekli öğretmenlerimiz dahi uğraşmaktan vazgeçip durumu kabullendi.
    Artık erkeğin karşılığını "bayan" kabul ettiğimize göre bu konuda gündem oluşturmak için geç kalındığının da farkındayım, aslında. (Hele bazı kullanımlar var ki yerine doğru kelimeyi kullandığınızda şüpheci ve alaycı bir tebessümle karşılanabilir ya da ayrı bir sınıftan bahsediyor sanılabilirsiniz: "...Bayan milli voleybol takımı, bayan sporcular, bayan memurlar..." gibi.)

    "Bayan" teriminin zavallı bir hitap kelimesi olduğu, "erkeğin" karşılığı olarak kullanılamayacağı ve isim tamlamasında "başrol oynatılamayacağı" hususu, yazar, düşünür, dil uzmanı ve "istanbul Türkçesi'ni güzel konuşmakla maruf" kadim sanatçılarımız tarafından müteaddit defalar söylendiğinden, tekrarı lüzumsuz bir ısrar olacağı gibi, kendini yenileyen bir sıkıcılık yaratacaktır.
    Bense bir süre, bayan teriminin, kadın ve kız olmak üzere tüm "dişi" insan türünü kapsamak istendiği için kullanıldığına kani olduğumdan, bu istimalle ilgili eleştirilere, -bu paragrafta sözünü ettiğim küçük çekincem nedeniyle- pek de aldırış etmiyordum aslına bakarsınız.
    Ancak gün geçtikçe ve daha da dikkat çekici kullanımlarını gördükçe bunun basit bir gramer hatası değil de ayrımcı bir zihniyetin ipuçları olduğunu düşünmeye başladım. Özellikle kendi çalışma ortamımdaki yanlış kullanım ("Bayan hakimler") çok rahatsız ediciydi. Bir kadının "hakim" unvanı takabilmesi için asgari 26 yaşında olması gerekiyordu ki, bu yaş (mesleğin kamusal niteliğiyle de birleştiğinde) malum olduğu üzere bir "kızın", gönül rahatlığıyla "kadın" olarak tarif edilebileceği bir yaş.
    Hele bizzat kadınların, kendilerine -medeni halleri ve yaşları ne olursa olsun- "bayan" sıfatıyla başlayan tamlamaları kaygısızca ve gönül rahatlığıyla kullanımları var ki, asıl acıklı olan da o bence. ("Üzerinde düşünülmemiş" olmasının mazeret değil, aksine vehameti artırıcı bir hal olduğunu düşünüyorum.)
    Karı ve koca
    Benzer bir ürkek hal, erkeklerin "karım" tabiriyle mesafe ve münasebetlerinde de görülür. içtenlikle söylendiğinde eşsiz bir huzurun ve hoş bir gururun işareti olmasına rağmen, yerine göre kaba, yerine göre de, -az da olsa- cinsel bir anlam verebileceği endişesiyle, tercih edilmez bildiğiniz gibi. Aynı kaba anlamı karının karşılığı olan "koca"da görmeyiz. Karı ne kadar kabaysa, koca da o kadar kabadır oysa. Üstelik birçok kullanımda özellikle de yargı alanında "karı"nın yerine konulan kelimeler yetersiz kalır ve tıpkı "kuzen"de olduğu gibi ikinci bir terime ya da izaha ihtiyaç duyar. Ezcümle, erkekler ortamına göre "hanım, bizim hanım, bizimki, içişleri bakanı" vs. ile durumu idare etmeye çalışırken kadınların elleri rahattır: Diğer kadınları kıskandırmak isterlerse; "kocam", bunun dışında ve her halükarda hiçbir endişe duymaksızın kullanabilecekleri terim olarak, "eşim" ceplerindedir ve neyi kullanırlarsa kullansınlar nezaket seviyeleriyle ilgili bir endişe ve tartışma söz konusu olmaz.
    Yani, mesele basit bir terminolojik hata değil ve bu nedenle de bütün yükü "Köşe Kadısı" Hakkı Devrim'in omuzlarına yüklemek çok büyük haksızlık olacak.
    Kibar ortamlardaki (bu türden sayılamayan ve özellikle de kadınların özneliğinin söz konusu olduğu alanlardaki kullanımlar için herhangi bir gazetenin 3. sayfasına bakınız.) tasarruflara ve özellikle yukarıda örneğini vermeye çalıştığım kullanımlara bakıldığında aklıma şu sorular geliyor: Acaba, "kadın" kavramını kullanmayı ayıp mı sayıyoruz? Bir kadına, "kadın" demekle saygısızlık ya da kabalık yaptığımızı mı düşünüyoruz? "Kadınlık ya da kadın olmak" küçük düşüren, utandıran, anılmaması gereken bir hal midir? Birine "kadın" dersek onu aşağılar mıyız? Ya da tersinden sorarsak, "kadın"lık uluorta dillendirilemeyecek bir "kutsiyet" mi barındırıyor? Kadınlar "ulvi" varlıklar mıdır? Özetle, kadın olmak neden "normal bir yapı" olarak görülmez?
    Bir süre önce bir arkadaşımla, "bayanlara el kaldırmayışıyla" tanınıp sevilen oldukça medyatik bir
    sanatçımızın, haftasonu karısıyla yaptıkları tartışmada sinirlerine hakim olamayarak "iki tokat" atması hadisesi üzerinden, aile içi ve toplumsal şiddet üzerine konuşuyorduk. Bir ara ben yukarıdakilere benzer şeyler söyleyince, arkadaşım; "...Ülkede kadınların can güvenliği yok, sürekli dayak, hatta ölüm korkusu çekiyorlar. Dayağın meşru sayıldığı bir toplumsal yapıda senin takıntın biraz lüks değil mi?" demişti.
    0 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük