Allah'ım, günahkar bir sesleniştir bu, günahların yükselemeyeceği yüce katına. Şanın ne yücedir senin ki mülk elindedir ve sen herşeye kadirsin, kudretin herşeye galiptir ve sen çok bağışlayansın.
Yedi göğü birbiri ile ahenk içinde yaratan sensin, dünya semasını kandillerle süsleyensin, senin ilmin en gizli işlerin bütün inceliğine nüfuz eder, sen herşeyden hakkıyla haberdarsın. Haberdarsın benden, dünümden, bugünümden, yarınımdan.
Bir ömrü işte böyle yele verdim savurdum, şimdi pişman, perişan gelip duaya durdum. Geçmişi ve geleceği yüreğime aldım da, kendimi avuttum nefsimi unuttum. Kalbimin cennetinde nefsime uyan adem, o yüce dergahına gözlerimden seslenir ve nuh toplar kalbimde ne kadar duygu varsa, nefsimin tufanından korumaya çalışır.
Hz. ibrahimin ateşe atıldığı mancınık yüreğimdedir benim.
Kendisinden başka ilah olmayan SÜPHAN, zalimlerden oldum ki merhamete muhtacım, huzuruna alsan da beni böyle perişan, benim hakkımda olan hükmün başımda tacım.
Evladının acısıyla yanan bir anne kalkıp, uzatırsa dergâhına titreyen ellerini, bu tövbemi sunuyorum o ellerle birlikte.
Gecenin bir vaktinde herkes istediğiyle, sevdiğiyle hemhalken; yetim kalmış bir yürek sessiz sessiz ağlarken, bakarsa bir an olsun yıldızsız gökyüzüne ve melekleri inleten bir edayla seslenip Allah derse derinden ve LEBBEYK nidaları gelirse göklerinden, o öksüz haykırışa katıyorum tevbemi.
Günahları yüzünden mahkûm olur ya insan, kimse görmesin diye, görüp gülmesin diye kirlenen ellerini kapatır ya yüzüne ve günlerce acıyla inim inim inler ya; vicdanından yükselen alev gibi bir sesle, uykusuz gecelerin ışıdığı zamanda, karanlığın gündüze yakın olduğu anda secdelere kapanıp 'YA RABBi ben pişmanım' diyerek geçer ya kendisinden.. o pişman baygınlığa katıyorum tevbemi.
Simsiyah ve pis köle diye hakaretler var Habeşlinin gözlerinde; güneş batmayı hiç bu kadar istememiştir, çöl serinliğe böylesine hasret duymamış ve bir taş pamuk kadar hafif olmayı bu denli istememiştir. Çünkü bir BiLAL vardır ortada ve kucağında bir kaya. inkâr tekliflerine ızdırap yüklü o dil, taptaze bir ruhla cevabı dillendirir: Allah bir! Allah bir! Kumların üstündeki O simsiyah bedenden dökülen terlerle yıkıyorum tevbemi.
Kendisinden başka ilah olmayan SÜPHAN, zalimlerden oldum ki merhamete muhtacım, huzuruna alsan da beni böyle perişan, benim hakkımda olan hükmün başımda tacım.