leziz nuri bilge ceylan filmi.uzak, iklimler ve üç maymun diye bir sıralama yaparsak uzaktan sonra üç maymundan azıcıkta olsa önce gelir benim için bu film. 10 üzerinden 7 kasarak 7.5 verdiğim üç maymuna nazaran 10 üzerinden 8 alır bu film. ve kasmadan alır. *
filmin kaş taki denize girme muhabbetiyle başlayıp kars 'taki yoğun tipi altında bitiverişi hoş durmuştur ve mevsimlerin insan üzerindeki psikolojik etkilerini düşünmeye önayak olmuştur bir kere daha. filmin kişisel yapısı açıkça görülüyor. ilişki üzerinden monotonluk sendromuna doğru yol alıyoruz film boyu. bu bağlamda demirkubuz'un bekleme odası kadar kişisel olmasa da gene de kişisel sayılabilecek bir film iklimler. ilişkinin monotonlaşması biraz yaş farklılığı ve gelgitler üzerinden verilmiş. özellikle baharla isa'nın kayıp ruhlar şeklinde birbirlerinden uzaklaşmaları ilgi çekici.işin bu kısmında motorla giderken bahar'ın isa'nın gözünü yoğun bir hırsla kapatıp motordan düşmelerini sağlaması bir nevi uzaklaşmanın tezahürü/ resimlenişi. bahar, hırsını alıyor adeta bu sahnede.
bahar'ın isa'yı hem sevip hem uzaklaşmaya başlaması isa'nın kayıtsızlığıyla örtüşüyor. ee bir de dikkate değer bir serap mevzusu var ikili arasında. serap konusunda belirgin bir tavır alınmaması da diğer bir etken bahar'ın istanbul'a geldiğinde beni arama demesinde. isa'nın cinsellik olgusundan kafasını kaldırdığında derin bir iç geçirdiği sahne var dikkate değer. serap'ın olumlu cinsellik kokan tavırlarına yaklaşılmıyor bu sefer. fakat yalnızlığı ve işini seçen bahar gibi isa kars'a kadar gidip bahar'ın izini sürmesine ona manidarlığı açık minimal bir hediye almasına rağmen gene aynı isa.değişmemezliğe sağlam bir gönderme görüyoruz kesinlikle. değiştim deyip değişmemek ilişkilerin buhranı... o malum sahne de, serap'la görüşülmediği söyleniyor kars'ta arabanın içinde çekimler sırasında. buna rağmen son bir şans veriliyor bahar tarfından. isa'nın değişmememeyi öngören kayıtsızlığı otel odasında da belli ediyor kendisini.
bekleme odasında hırsız rolünde gördüğümüz ufuk bayraktar isa fotoğraf çekerken onu bekleyen taksi şöforü rolünde. minimalliği su götürmez olsa da rolünde gene hakkını fazlasıyla veriyor. o küçük sahne küçük şeylerden mutluluk çıkarmanın cezbediciliği üzerine hoş durmuş filmde. isa'nın genel tavırlarının aksiyle yoğrulmuş.
gelelim filmin son sahnesine. uçak giderken serap'ın çekimler esnasındaki bakışının dili olsa sana son bir şans verdim isa der o denli yani. filme cuk diye oturmuş bir final. kar yağışının altında görsellik bundan önce okuduğum yorumlardan birinde de dile getirildiği gibi beni de orhan pamuk'un kar romanına götürdü filmden hemen sonra bu hissi aldım fazlaca.
ve o malum iç acıtan son bakış... dili olsa böyle derdi dedirten... konuşmadan da duygu ve düşüncelerimize nasıl tercüman olduğunu gösteren... işte bilindik son! hayat bir şekilde devam ediyor hissi ve kesinlikle olmuş bir film!
ne demiştik 10 üzerinden 8!:)