edit: bu adam da adını koyamadığım ve anlam veremediğim bir durumlar vardı. nihayet o durum da ortaya çıktı. s.ktiri boktan yüzlerce entelektüele kapak olabilecek bir açıklama yaptı. şimdilik, kaynak sadece götümüz olsa da buyurun burdan. hazmedemeyenler gargara yapsınlar. helal lan sana. sarhoş sarhoş gezmen s.kimde değil. helal sana. bir cemil ipekçi adam gibi adam çıktı bu ülkede. bir de sen. ikinizin de taşağını yiyem ben.
teoman, başları kapalı kızların üniversitelere alınmamasını çok saçma buluyor. kimseye çıkarın şu türbanı denemeyeceğini düşünüyor. çözüm için ilk geri adımı devlet atsın istiyor ve şöyle diyor: "devlet diyebilir ki, birtakım insanlar bu işi inançları için, birtakımı da siyasal amaçlarla yapıyorlar. biz bu ikincilerin kötü niyetlerine inanıyoruz; ama onların yüzünden diğer insanları mağdur edemeyiz. devlet olarak hepsinin okullarına girmesine müsaade ediyoruz. yani bazı insanların sanki hiçbir siyasal gösterge niyetleri yokmuşçasına davranması gerekiyor devletin. böyle yaklaşırsa, sorun kendi kendine ortadan kalkar. karşı tarafta da bir yumuşama olur. kimi ezerseniz ondan bir reaksiyon görürsünüz. bence bu kesimin reaksiyonları da en azından his olarak azalacaktır. yani ;biz artık ezilmiyoruz ya diyeceklerdir.
geçmişte dinle alakası olmayan entelektüel sakalın da üniversiteye giremediğini hatırlatan teoman, devletin, toplumun bütün dinamiklerini dikkate almak, insanların mutluluğu için çalışmayı kendine görev edinmek zorunda olduğunu söylüyor. Ve bir şarkıcıdan beklenmeyecek olgunlukla şöyle konuşuyor:
devletin kendini güvende hissetmesi, yukarıdaki insanların kendilerini güvende hissetmesi anlamına geliyor. yani o savcılar, hakimler falan kendilerini güvende hissetmiyorlarsa eğer devlet de güvensiz. on üç ondört yaşındaki imam hatipli kızlara kelepçe vuran ve aynı yaştaki Manisalı gençlere işkence eden zihniyet aynı. devletin hiyerarşik yapısındaki otoriteyle ilgili bütün problem. sorun üstten asta iniyor. diyelim ki emniyet genel müdürü altlarına sanki tanrıymışçasına davranıyor, onlar da her biri kendi ufak imparatorluklarını yaratıyorlar. o en alttaki polis de kendisinin ezilmişliğini o onüç ondört yaşındaki başörtülü kıza yansıtıyor. gidiyor ve utanmadan onun eline kelepçe takıyor. kızlar başlarını ister kaparlar, ister açarlar. artık bence devlet de yok orada. orada bir kişilik problemi var. o kişinin problemi var. yani her şey birbiriyle o kadar ilintili ki. şimdi öğretmenler yürüyorlar. pankartlar açıyorlar, sloganlar atıyorlar mesela ve polisler onların üzerine saldırıp öğretmenleri dövüyor. öğretmenler ne yapıyor? onlar da zaten evde kendi çocuklarını, okulda başkalarının çocuklarını dövüyorlar. çünkü onları da çocukken annesi babası döverek büyütmüş. şimdi o çocuklar da büyüyünce ya öğretmen, ya polis olacaklar; ama onlar da dövmeye devam edecekler."