sabah uyanmıştı. garip bir his vardı içinde.
evden her sabah yaptığı gibi 7.55'te çıkmaya hazırlanıyordu. fakat evden dışarı çıkmaya korkuyordu. evde kalmak, o duvarların sütüne üstüne gelmesi, saatin tik tak sesleri daha feci korkutuyordu. büyük bir ikilemin içindeyken, telefon çaldı. hem telefonun sesinden korkuyordu hem de telefonu açmaktan. sonunda sese olan korkusundan dolayı telefonu açmamaya karar verdi. hızla kendini dışarı attı.
aman tanrım, ne yapmıştı. sokakta yüzlerce insan koşuşturuyordu ve bir çok ses onun kalbinin daha hızlı atmasına neden oluyordu. hemen kapıyı tekrar açmaya karar verdi, fakat anahtar yanında değildi. insanlar ona bakıp gülüyordu. kahkaha atıyorlardı. kalbi duracak gibiydi. hızlıca koşmaya başladı...
bir mağazanın dibine geldi ve camdan yansıyan sülietinden korkmuştu: üstünde ceket kravat, altında puanlı boxer olan bir adam.
uzunca baktı, evet gerçekti, boxerla dışarı çıkmıştı. hemen mağazanın içine girdi. korka korka bir pantolon buldu, vezneye yöneldi, ceketinin ceplerine baktı. hiçbirşey yoktu.
- akşama gelip ödesem olur mu dedi?
gelen cevap çok netti:
-hayır.
dışarı çıkmaktan korkuyordu. insanlar gene ona gülecekti, gülmemeliydi. koşar adımlarla pantolonu alarak kaçtı...
pantolonunu soluk soluğa durduğu ilk köşede giydi. ağlamaya başladı. üç çocuk karşıdan geliyordu.
"ya bana saldırırlarsa bu veletler" endişesiyle onların geldiği yönden kaçmaya başladı. denize doğru gidiyordu...
sahile inene kadar ağlamıştı. ne olmuştu ona. hemen psiokologunu aramalıydı ama nasıl? insanların içine çıkamıyordu ve işin kötü yanı telefon numarasını kaybetmişti. gece olmasını beklemeliydi.
hava yavaş yavaş kararıyor ve o hala sessiz kuytu bir köşede ağlayarak oturmaya devam ediyordu. karanlık iyice çöktüğünde ise artık kalbi dayanamayacak haldeydi.
psikoloğuna doğru koşmaya başladı. evini biliyordu...
psikolog her sabahki gibi 7.55te evinden dışarı çıkmaya çalışıyordu. binanın dışına çıktığında karların arasında ölü bir surat görüyordu.
gördüğünde hemen anladı kim olduğunu: durumunda endişe duyduğu ve dün defelarca ulaşmaya çalıştığı hastasıydı.
o, kapıdan içeri girmeye korkmuş ve donarak ölmüştü.