renk değil.
renk bir şeyleri anlatır, evet. ama yeşilin yaptığı anlatmak değil. göstermek ya da hatırlatmak da değil.
vurmak.
yeşil bildiğin vurur. yaralar. ve kaçmaz. orda bekler. gıdım gıdım tutuklu nefesini duyar. seni bekler. eğer can ise bu, onun çekişmesini bekler kendiyle.
öldürmez. süründürmez.
vurur ve öylece bekler.
elinde, içi çağla badem dolu kese kağıdını düşürtür. saçar yere nar gibi de değil, küçük kızlar gibi. öksüz.
ormanını yakar, kendi yanıyormuş gibi göstererek. ama aldatmaz. sen bilirsin zaten yangını.
yemeğindeki defne gibi içine işler. huzurun tanımını bildim sanırsın. yanıltmaz. ama bildiğin bildiğin değildir işte.
yeşil vurur.
ve bu vurgun kaçınılmazdır. zaten beklediğindir.
mutlu olduğundur.