imalarla dolu, karmakarışık, ne idüğü belirsiz, gladio gibi de gizli görünür bu ağ erkeklere. şu an algıladığımız bir dil gibi olmasa da kendi için çapraşık ve çelişkilerle dolu bir dili yaratır bu iktidar. erkekleri sınırlandırır, evcilleştirir. kendi içinde kuralları vardır. kadınları da bu dil içine hapseder. çoğu kadın bu dilden nasibini alsa da pek anlayamaz. Advance düzeyi mahalledeki kocakarılarda bulunur. bu kocakarıların - hepsinin anlamı farklı - yüze yakın üzülme tribi, bine yakın ayıplama nidası ve surat şekli, on bine yakın yaftalama komutları vardır. gülme biçemleri ise sayısızdır. zaten bu koca karılar beraber oturup konuştuklarında(biz buna utanmadan sohbet de diyebiliriz), birbirlerini asla dinlemezler ve aslında ne konuştukları da mühim değildir. herkes çevresindeki aksesuarları, giysileri, yüz şekillerini, tepkilerini, nidalarını gözlemler. erkekler çoğu zaman bu dili bilmedikleri için, kadının tüm serzenişlerini "dır dır" olarak niteler. halbuki tüm anlatılmak istenen kadının bedeninde gizlidir. gariptir kadında konuşmak yerine bedenine takıp takıştırdığı aksesuarlar, saç şekli, yüz ifadesi vs gibi kadınların dilini zorlarlar erkeğe ve ondan anlatmak istenileni anlamasını beklerler.
esasen günlük konuşulan dil, erkeklerin, kadınların bu iktidarının oluşturduğu dili çözümleyebilmek için oluşturduğu "ima" değil, gösteren ve gösterilen üzerine kurulmuş dildir. ama gösteren(signify) ve gösterilen(signifier) zıtlığı, kadınların imalar üzerine kurduğu dil kadar güçlü olamaz. bu nedenle de asla şu an kullandığım dil ile kadının iktidar ağını size anlatamam. ancak gösterebilirim.
erkekler bu nedenle hep daha güçsüzdür.
çünkü hayatları, bu iktidar ağında yaşayabilme çabalarından ibarettir.