halk arasındaki efsaneler

entry1 galeri
    1.
  1. Ruh, Mezarlık,Türbe ve Ziyaret Yerleri ile ilgili Halk inançları:

    - Ziyaret yerlerindeki ağaçları kesenler çarpılır.
    - Türbeden dışarıya bir şey, bir nesne götüren kişiler çarpılır.
    - Mezarlığı parmağı ile işaret etmek iyi değildir.Parmakları ile işaret eden kişilerin parmakları kurur.
    - Kurban kesilirken hayvan dilini dışarı çıkarırsa kurban sahibi o yıl içerisinde ölür.
    - Bir çocuk sürekli ağlarsa o evde mutlaka ölüm meydana gelir.
    - Ölüye talkın verilirken can gelir, kalkmak ister,başına tahtaya çarpar.O zaman ölü "eyvah ben ölmüşüm" der.
    - Ölen bir kişinin etleri ölümünden 40 - 52 gece sonra kemiklerinden ayrılır.Ölünün etleri kemiklerden kolay ayrılsın diye o gece evinde dua edilir.
    - Bir kişi gömüldükten sonra ruhu 7 gün evini ziyaret eder.
    - Ayakkabı çıkarıldığında ters dönerse,ayakkabı sahibinin tez vakitte öleceği düşünülür.
    - Rüyada ölü görmek diriye işarettir,misafir gelir.
    - Yatarken çorapları baş tarafa koymak iyi değildir,insan çabuk ölür.
    - Eve ölü girmesi iyi değildir, eve dışarıdan ölü getirilirse o evden birbiri ardı sıra üç ölü çıkar.
    - Resim yapmak günahtır, resim yapan kişi ahrette ona can verecektir.
    - Resim olan yerlerden melekler kaçar.
    - Ölünün elbiseleri ölü yıkayıcılarına verilir.
    - Mezarlıktan ağaç kesilmez.Ağaçta cin olduğuna inanılır.
    - Mezarlıkta yatılmaz.
    - Gece ölen kişinin üzerine sabaha kadar bıçak konulur.
    - Mezara toprak atılırken elden ele kürek verilmez.
    - Yoğurdun güzel olması için mezardan çırpı toplanarak kaynayan sütün altına atılır.
    - Kırık ayna uğursuzluktur.
    - Ölünün yıkandığı evde üç gün ışık yanar.
    - Baş sağlığına gelen kişilerin ayakkabıları ters çevrilmez.
    - Mezar kazıcısına para verilmezse ölünün rahatsız olacağına inanılır.
    - Ezan okunurken bacak bacak üstüne atılmaz.
    - Mezarlıktan taş,toprak alınmaz.
    - Köpek uluması ölüme işarettir.
    - Ölü gömülene kadar ev süpürülmez, çamaşır yıkanmaz, eve su getirilmez.
    - Mezarlık genişletilemez,çünkü ölü sayısı artar.
    - Ölünün elbiselerini giyenin ömrü uzar.
    - Ölü bulunduğu odadan yıkanmaya götürülürken yatağına bir baş soğan konur.
    - Kefen makasla veya bıçakla kesilmez.
    - Ölü evden çıkarılmadan üzerinden kedi atlarsa ölünün hortlayacağına inanılır.
    - Evde namaz kılınırken seccadenin önünden bir hayvan geçerse namaz bozulur.
    - Kırda namaz kılınırken namazdan önce bir taş veya sopa dikilir (öne hayvan geçmemesi için)
    - Mezarlıkta sigara içilmez.
    - Bir kimsenin bitlenmesi yakın zamanda öleceğine işarettir.
    - Ölü olan evin komşuları evlerindeki suları dökerler. Aksi halde birbiri sıra ölümler meydana gelir.
    - Yatak katlanırken baş taraftan katlanmaz, ayak tarafı önce katlanır. Baş tarafından yalnız ölünün yatağı katlandığı için o yatakta yatan kimse ölür.

    Hayvanlarla ilgili Halk inançları:

    - Ev yılanı o evin bekçisidir.
    - Yılan öldürülüp, suya atılırsa ve yılan suda kaybolursa yağmur yağar ve durmaz,seller olur.
    - Kurt uluyunca ya ayaz olur ya kar yağar .
    - Bir evin başında baykuş öterse,o evde biri ölür yada bir yıkım olur.
    - Kurtlar uluyunca inekleri yemesinler diye gökten ağızlarına yiyecek düşer.
    - inek doğurunca eve ağır bir şey alınırsa yada ağır bir şey kaldırılırsa ineğin sütü kesilir.
    - inek ilk yavrusunu doğurduğu zaman onun "ağız" ı (ilk sütü) evden çıkarılmaz,aksi halde ineğin sütü kesilir. Sütün içerisine kömür atılıp öyle verilir.
    - ineğin sütünü yere sağmak iyi değildir, hayvan hastalanır.
    - ilk yaylaya çıkışta sığırların ortasından bir yabancı geçerse sığırlar hamile kalmaz, doğum yapmazlar.
    - Bir kimsenin önünden kara kedi geçmesi uğursuzdur.
    - Baykuş ötmesi uğursuzluktur, yanan bir odun alınarak baykuşa atılmalıdır.
    - Bir kişinin önüne tavşan çıkması uğursuzluktur, mümkünse gidilen yoldan geri dönülür.
    - Çakal uluyunca yere tükürmek gerekir,yoksa insanın başına bir yıkım gelir.
    - Çakal ulumaya başlayınca hava açacak,günlük güneşlik olacak demektir.(Bir başka inanca göre yağmur yağarmış)
    - Bir kişi gerdeğe girmeden önce yanlışlıkla kediye basarsa başarısız olur.
    - Yılan canlı canlı ateşe atılırsa yağmur yağar.
    - Bir evin önünde karga öterse o eve haber gelir.
    - Rüyada akrep görmek iyidir.
    - Kedi ile aynı yerde yatmak doğru değildir.Kedi insanın ruhunu çalar, ömrünü kısaltır.
    - Karga öttüğünde kar yağacağına inanılır.
    - Köpeğin vakitsiz gece havlaması,horozun vakitsiz ötmesi,öküzün gece böğürmesi kötü şeylere işarettir.(Düşman saldırısı,deprem, doğal afet vs.)
    - Köpek havaya doğru bakarak havlarsa kan dökülecek demektir.
    - Güvercin, kumru, kırlangıç, leylek öldürmek günahtır.
    - Kuzular satılıncaya kadar yabancılara gösterilmez.
    - Avlanan hayvan başkasına verilmez,verilecekse karşılığında demir para alınır.
    - Yılan görmek uğurludur.
    - Keklik görülmesi uğursuzluktur.
    - Horoz öttüğünde yağmur yağar.
    - Baykuşun bir eve konması o ev için uğursuzluktur.
    - Tavuğun horoz gibi ötmesi uğursuzluktur, öten tavuk kesilir.
    - Kediyi Hz. Ali sıvazladığı için hiçbir zaman sırtüstü düşmez.
    - Kesilen kurbanın kemikleri kırılmaz.
    - Kurbanın kanı kanı ve kemikleri gömülür.

    Ocak ve Ateşle ilgili Halk inançları:

    - Ateşe tükürmek, ateşe sövmek, ateşe tırnak atmak, su dökmek uğursuzluk getirir.
    - Sabah evinden başkasına ateş verenin ocağı söner.
    - Ateş yanan yere cinler girmez.
    - Ateş sönünce cinler, periler ocak başına toplanır.
    - Ocağın üstünü boş bırakmak uğursuzluk getirir.
    - Sacayağının birdenbire devrilmesi evin başına bir yıkım geleceğini gösterir.
    - Sacayağı boş bırakılırsa şeytanlar yemek pişiriyor denir.
    - Sacayağı boş bırakılırsa o evde ölü suyu kaynar.
    - Tencerede su boşuna boşuna kaynarsa düşmanlar çoğalır.
    - Akşam evden dışarı ateş verilmez.
    - Lamba yakılmayan evin ocağı her vakit kararır. Aynı zamanda ev sahibinin öldükten sonra mezarı da karanlık olur.
    - Hastalanan hayvanları ateşten geçirmek iyidir.
    - Ateşi söndürmek için su dökülmez, ateş toprakla örtülür.
    - Ateş çok önceden sönmüş olsa dahi külün yanında yatılmaz. Külde cin ve şeytanın oynak yaptığına inanılır.
    - Külün üstüne su dökülmez,işenmez.
    - Gece kül dökülmez, evin bereketi kaçar.
    - Hayvan ve insan pisliğinin üstüre kül dökülmez.
    - Yağmurun dinmesi için avluya sacayağı atılır,sacayağının ortasına da bıçak saplanır.
    - Sönmüş ocağın yanında yatmak günahtır.
    - Gece külün yanından geçilmez, üstünden atlanmaz, şeytan gelir.
    - Ateşin çıkardığı ses ateşi yakan kişi hakkında dedikodu yapıldığına işarettir.

    Tarım ve Bitkilerle ilgili Halk inançları:

    - Karaağaçtan düşen yaşamaz.
    - Karaağaçtan beşik,sandık yapılmaz.
    - incir ağacının altında uyuyanları şeytan alır götürür.
    - Ceviz ağacının altında yaşayanları şeytan alır götürür.
    - Tarlada zina yapılırsa bereket olmaz.
    - Üzümün tanesini,karpuzun sap kısmındaki kabuğunun içini yiyenler yetim kalır.
    - Zeytin kutsaldır.
    - Ulu ağaç altında tek başına uyumak iyi değildir.
    - Ekin ekili tarlada işenmez,cinsel ilişkide bulunulmaz.
    - Ekin savrulurken harmanın içerisinden geçilmez, geçilirse harmanın bereketi azalır.
    - Ekin ekmeye, ekin biçmeye giden kimselerin önceden yıkanması, abdest alması uğur getirir.
    - Ceviz ağacının gölgesinde yatan kişi beceriksiz başarısız olur.Ceviz ağacı çevresinde olup biten her şeyi resim gibi işlermiş.Kesildiği zaman urlarındaki işaretlerle tüm gizlilikleri açığa çıkarmış.
    - Çocuğun bezleri yabani ağaca asılırsa çocuk yabani olur.
    - Nar tanelerini yere dökmek günahtır, nar cennet meyvesidir.
    - Yoğurt veya süt dışarıya verilirken üzerine üzerlik, kömür, yeşil yaprak konulmazsa ineğe nazar değer.
    - Dut ağacı dibinde yatmak, oturmak doğru değildir, cin çarpar.
    - Hamur yoğururken dışarı hamur sıçrarsa misafir gelir.
    - Su kabağının çok olduğu evde ölüm olayı da çok olur.
    - Buğday çok olan evde ölüm az olur.
    - Tarla sınırında uyuduğunda insanı ağırlık basar, çarpılır.
    - Zeytin ağacının altında uyuduğunda insanı ağırlık basar.
    - incir ağacının altında yatan insanı ağırlık basar.

    insan Vücuduyla ilgili Halk inançları:

    - Diş düşürülünce o dişi kimsenin göremeyeceği bir yere saklanmalı yada gömmeli.
    - Elleri diz üzerinde kavuşturmak, parmakları birbirine geçirip el bağlamak iyi değildir,insanın kısmeti kapanır.
    - Parmakların çatırdaması iyidir, insanın sağlıklı olduğunu gösterir.
    - El yıkanırken önce sağ elden başlamalı,önce sol elden başlamak uğursuzluk getirir.
    - Tokalaşırken yada birisine bir şey verirken sağ el kullanılmalıdır, sol el uğursuzluktur.
    - Çorap giyilirken ayağın Kıbleye doğru uzatılması doğru değildir.
    - Çorap giyilirken önce sağ ayak giyilir.
    - Burun kaşınırsa kişi hakkında dedikodu yapılıyor demektir.
    - Sağ avuç kaşınırsa para gelir, sol avuç kaşınırsa elden para çıkar.
    - Akşam tırnak kesilmez.
    - Akşam sakız çiğnenmez,akşam çiğnenen sakız ölü etidir.
    - Ayak kaşınınca yolculuk var demektir.
    - Baş taranırken dökülen saçları dökmek doğru değildir, bunlar toplanır, ölünce o kişinin kabrine konur. Çünkü bu saçlar kıyamet gününde tekrar bitecektir.
    - Hamile kadın aş ererken neye bakarsa doğacak çocuk ona benzeyecektir.
    - Akik taşı kanamayı keser,insanı yoksulluktan kurtarır.
    - Henüz bir yaşını doldurmamış kişi abdestsiz iki kişi arasından geçerse vücudunda yaralar oluşur.
    - Sol kulağın çınlaması zenginliğe işarettir.
    - Sağ kulağın çınlaması sağlığa işarettir.
    - Gözün seğirmesi olumsuzluğa işarettir, çevrede ölüm meydana gelebilir.
    - Kulağın çınlaması birisi tarafından anılmaya işarettir.
    - Bacak bacak üzerine atmak günahtır.
    - Üst çenenin önündeki dişlerden birisi düşerse ana babadan birisinin öleceğine inanılır.
    - Sağ üst azı dişi düşerse ağabey yada amcanın öleceğine inanılır.
    - Sol üst azı dişi düşerse evlat yada kardeşin öleceğine inanılır.(Diş ile ilgili inançların gerçekleşmesi için sadaka verilir, sabah kahvaltıdan önce kuşlara yem verilir)
    - Avuç içi kaşınırsa bir yerden para geleceğine işarettir.
    - Kesilen saçın üzerine basılmaz, basılırsa o kişinin başı ağrır.
    - Kesilen saçları kuşlar alıp yuvalarına götürürlerse o kişinin başı ağrır.

    Gökcisimleri ile ilgili Halk inançları:

    - Gece gizlice ay ışığında,gölgede yıkananlar ay gibi parlak olur.
    - Ayın yansımasının vurduğu su içilmez.O suyu içenin başına mutlaka bir kötülük gelir.
    - Yıldız kaydığında bir insan ölür.
    - Dolunayda doğan çocuk uğurludur,geleceği ışıklıdır.
    - Dolunayda doğan kızlar ay gibi parlak ve güzel olur.
    - Gece aya doğru tükürmek, sövmek uğursuzluk getirir.
    - Güneş batarken uyuyanın ömrü kısalır.
    - Gün dönümünde tarım işleriyle uğraşılmaz, düğün dernek yapılmaz.
    - Güneş tutulacağı zaman hayvanlar korkudan bağırırlar,güneşin tutulacağını önceden sezerler.
    - Güneş güzele vurur.
    - Ay eskisinde ekilen sebze ve meyveler verimli olur.
    - Ay hilal halinde iken iki ucu aşağı olursa o ay yağmurlu, yukarı doğru olursa kurak olur.
    - Güneş batarken (zaval zamanı) çocuğu ölen kişi su içmez.
    - Ay yeniye geçmeden tohum ekilmez,ekin biçilmez.
    - Aysız günlerde ağaç kesilmez,kesilirse kerestesi dayanıklı olmaz.
    - Aysız günlerde diş çekilmez.
    - Aysız günlerde yaylaya çıkılmaz, yayladan inilmez,ormana gidilmez.
    - Gün batarken yemek yiyenin bahtı kararır.
    - Akşamüstü yemek yiyenin anası babası ölür.
    - Yıldız kaydığında evliyaların buluştuğuna inanılır.

    Doğum ve Kırkla ilgili Olan Halk inançları:

    - Kırklı kadın evden fazla uzaklaşmaz.
    - Kırklı kadın gece evinden dışarıya çıkmaz.
    - Kırklı bebeğin başının altına Kuran, muska, bıçak, çörek otu konulur.
    - Kırklı kadının yattığı odaya kibrit ve süpürge konulur.
    - Kırklı kadın gece yalnız bırakılmaz.
    - Kırklı kadın kırkının çıkacağı gün üç yakın komşuya gider, daha sonra evden uzaklaşabilir.
    - Kırklı kadınlar ve bebekleri birbirleriyle karşılaştırılmaz.
    - Kırklı çocuğu görmeye gelen kişi, kırk basmaması için demir veya kağıt para verir.
    - Kırklı çocuğun yanına kedi veya köpek sokulmaz, aksi halde "al" basar.
    - Kadın ve geyik kırlı olursa karşılaştırılmaz, aksi halde kırları karışır. Geyik yedi yılda bir yavruladığından kadının da yedi yıl çocuğu olmaz.
    - Kırklı çocuk yalnız bırakılacağı zaman başucuna bıçak, soğan, sarımsak bırakılır.
    - Üzerinde para yada altın bulunan bir kişi kırklı çocuğun yanına sokulmaz. Eğer çocuğun yanına gelirse para veya altın, çocuğun başucunda bir süre bekletilir.
    - Kırkı çıkmamış kadın bir eve gittiğinde mersin yaprağı batırılmış suyu gittiği eve döker, daha sonra eve girer.
    - Gelin alayı kırkı çıkmamış kadının evinin önünden geçerse gelinin çocuğu olmaz.
    - Kırkı çıkmamış kadının bulunduğu eve değirmenden un getirilmez.
    - Kuzular kırkları çıkıncaya kadar kimseye gösterilmez.
    - Kırklı kadının başucunda gece ışık yakılır.
    - Kırklı çocuğu olan iki kadın iğne değiştirir,yoksa kırk kalkmaz.

    Özel Günlerle ilgili Halk inançları:

    - Hıdrellez günü dikiş dikilmez, ağaç, bitki kesilmez, canlı öldürülmez. Bunlar yapılırsa yeni doğacak ne varsa anasının karnında hıdırellez eğrisi olur.
    - Arife günü, yakını ölen kişi dikiş dikmez.
    - Arife günü iş yapılmaz.
    - Arife ve bayram günü ağaç kesilmez.
    - Hıdrellez günü kapalı kapalı un çuvalları açılır.
    - Arife günü eve odun getirilmez, getirilirse eve odunlarla birlikte mutlaka yılan girer.
    - Arife günü sabun kullanılmaz.
    - Hıdrellez günü gün doğmadan eve getirilen suyla yoğurt tutturulabilir, mayaya gerek yoktur.
    - Hıdrellez günü gün doğmadan akarsuda yıkanılırsa insan sağlıklı olur.
    - Hıdrellez günü gün doğmadan eve mutlaka bir testi su getirilmelidir. Bu suyun sağlık verileceğine inanılır.
    - Aşure ayında (oruç süresince) yaş ağaç kesilmez.
    - Bayram günü tıraş olunmaz.
    - Kuzular hıdrelleze kadar sayılmaz.

    Taş ve Su Kültüyle ilgili Halk inançları:

    - Gece göle girmek iyi değildir. Geceleri cinler, peri kızları gölde yıkanırlar. Girenlerin ruhlarını periler çalar.
    - Geceleri su üzerinden atlanmaz. Su birikintileri ecinnilerin ve perilerin mekanıdır.
    - Gece dışarı su dökeni periler çarpar.
    - Kaynayan suya bıçak sokulmaz.
    - Suya tükürmek uğursuzluk getirir.
    - Çeşme başında uyunmaz, şeytan gelir.
    - Büyük, kökü derinde olan taşın üzerinde uyunmaz, şeytan gelir.
    - Çamaşır yıkanan suyun üzerinden geçilmez, bu suda şeytan olur.

    Karanlık ve Işıkla ilgili Halk inançları:

    - Akşam soğan yenen yere melekler gelmez.
    - Gece aynaya bakanın ömrü kısa olur.
    - Gece acı (biber, soğan, sarımsak) evden dışarıya verilmez.
    - Yoğurt, süt, peynir, vs. gece dışarıya verilmez. Vermek gerektiğinde üzerine kömür, üzerlik veya yeşil bir dal konularak verilir.
    - Gece ıslık çalmak günahtır.
    - Gece evden eve tuz verilmez.
    - Akşam kapının önü süpürülmez.
    - Ekmek aktaracağı evden eve verilmez.
    - Çocuklar gece beş taş oynarsa düşman gelecek denir.

    Bereketle ilgili Halk inançları:

    - Değirmenden ilk gelen unla yapılan ilk ekmeği yiyen kişinin karısı ölür.
    - Dışarıya maya verilirse evin bereketi gider.
    - Ekmek kırıntılarını yere atmak, ayakla çiğnemek evin bereketini götürür.
    - Gurbete giden kişinin azığından bir parça ekmek çalınır.
    - Bir kişinin üzerinde dikiş dikilirse o kişinin kısmeti bağlanır.
    - Bıçakla ekmek kesilmez, evin bereketi kaçar.
    - Bismillah demeden yemek yiyen kişi doymaz. Şeytan da onunla birlikte yemek yer.
    - Çorap örerken boğazından başlamalı yoksa dayanıklı olmaz.
    - Kürek kemiğinin kırılması bahtı açar, t yenildikten sonra bu kemik kırılır.

    Evle ilgili Halk inançları:

    - Evin temeline karataş koymak iyi değildir.
    - Kapının önünde oturan kişi iftiraya uğrar.
    - Duvar dibinde uyumak iyi değildir, insan çarpılır.
    - Evin içerisi temiz olmazsa oraya melekler değil şeytanlar gelir. Böylece o evde mutluluk değil geçimsizlik olur.
    - Evden bir kişi gurbete gittiği zaman o gün ev süpürülmez, dışarıdan misafir alınmaz.
    - Eşya taşımak için kullanılan ala iple komşunun evine girilmez. Komşunun başına bir uğursuzluk geleceğine inanılır.
    - Kapı eşiğinde oturulmaz. insan fakir olur.
    - Kapı eşiğinde oturulmaz, insan bekar kalır.
    - Urganla komşunun evine girilmez. Aksi halde komşunun evinde kıtlık olur.
    - Kapı eşiğinde oturulmaz, kapı eşiğinde şeytan bulunur.
    - Yağmur yağarken kapı eşiğinde oturmak günahtır.

    Atmosfer Olaylarıyla ilgili Halk inançları:

    - Dolunun kesilmesi için avluya bıçak atılır.
    - Mezardan çıkarılan kafatası suya atılırsa yağmur yağar.
    - Şeytan düğün ederken (nisan yağmuru) yağmurun altında duranları cinler alır götürür.
    - Nisan yağmuru zemzem suyu gibidir, uğurludur. Nisan yağmurunda ıslanmak insana sağlık verir.
    - Gök gürlediğinde demir ısırmak uğurludur.
    - Gökkuşağının altında bir erkek geçerse kız, kız geçerse erkek olur.
    - Dolu ilk yağdığında birkaç tane yemek sağlığı iyi gelir.
    - ilk dolu yağdığında ismi Mehmet olan yada anasının ilk oğlu doluyu bıçakla ikiye ayırır.
    - Gök gürleyince bir bıçak alınarak dama atılır.
    - Beş taş oynamak kuraklığa işarettir.
    - Dolu yağdığında dolunun kesilmesi için dışarıya sacayağı atılır.
    - Şimşek çaktığında yere bıçak saplanır.

    Mevsimlerle, Aylarla ve Günlerle ilgili Hak inançları:

    - Martın birinci günü eve dışarıdan kimse giremez, girerse buzağılar, kuzular ölür.
    - Ocak ayının birinci günü görülen kimse sana iyi gelirse o yıl yaşarsın, iyi gelmezse hasta olursun.
    - Salı günü çamaşır yıkanmaz, yıkanan çamaşırı giyen kişi onu kirletemez, ölür.
    - Salı günü doğan çocuklar kan dökücü olur.
    - Salı günü düğün yapılmaz.
    - Cuma günleri dışarı toz dökülmez, işe gidilmez.
    - Cuma günü ana rahmine düşen çocuk bilgili olur.
    - Cumartesi günü çamaşır yıkanmaz.
    - Cuma gecesi sabaha karşı doğan çocuğun rızkı bol olur.
    - Cuma günü örgü örülmez, insan kısmetini kaybeder.
    - Cuma akşamı tırnak kesilmez, insan gözden düşer.
    - Ağustosun yedisinde tarlaya giren kimse çarpılır.
    - Cumartesi günü yorgana çarşaf kaplanmaz, çünkü Cumartesi kaplanan çarşaf ölü ister.
    - Salı sallanır.
    - Tarlaya ilk tohum Salı ve Çarşamba günü atılmaz.
    - Cuma günü namaza kadar ağaç kesilmez.
    - Salı ve Cuma günü hiçbir işe başlanmaz.
    - Cuma günü ekin ekilmez.
    - Pazartesi başlanan işler ağır gider.

    Cinsiyetle ilgili Halk inançları:

    - Odanın ışığını evin erkeği yakarsa o ev daima nur içerisinde ve bereketli olur.
    - Kadının yolda erkeğin önünü kesmesi uğursuzluktur.
    - Bir kadın iki erkeğin arasından geçerse çocuğu olmaz.
    - Bir adam iki kadının arasından geçerse sözü geçmez.
    - Bir erkek iki kız arasından geçerse köse olur.
    - Yarım çay içen kadın dul kalır.
    - Ava gidecek kişinin önünden kadın geçerse avlanamaz. Bundan dolayı o kişi ava gitmekten vazgeçer.
    - Kız çocuğunun ilk kez kesilecek saçını dayısı keserse saçı gür olur.
    - Oğlan çocuğunun ilk kez amcası veya dayısı keser.
    - Kız baba evinden Perşembe veya Pazar günü çıkar.
    - Koç katımında koçun üzerine kız çocuğu bindirilirse doğacak kuzu dişi, oğlan çocuk bindirilirse erkek olur.

    Yol ve Yolculukla ilgili Halk inançları:

    - Yola giderken tükürmek insana yıkım getirir.
    - Yola giderken dönüp bakmak iyi değildir.
    - Üç yol ağzında yatmak uğursuzluktur.
    - Bıçak yere atıldığında sırtı üzerinde durursa misafir gelecek demektir.
    - Elden kaşık düşerse misafir geleceğine inanılır.
    - Ağızdan lokma düşerse misafir gelir.
    - Ava giden kişinin arkasından karısı süpürge atar.
    - Ava giden kişiye "Nereye gidiyorsun?" diye sorulmaz. Sorulduğu takdirde kişi avlanamaz.
    - Ayakkabılar üst üste gelirse yola gidileceğine inanılır.
    - Yol kenarında yatılmaz. Yatan kişileri "yel üstünde gidersin" (şeytan çarpar anlamında) denilir.
    - Ava giden kişiyle konuşulmaz, rızkı kesilir.
    - Ava gitmeden önce tüfek yere konulur. En fazla üç - dört yaşındaki bir kız yada oğlan çocuğu tüfeğin üzerinden atlar.

    Eşyalarla ilgili Halk inançları:

    - Ayakkabının ters gelmesi hastalığa işarettir.
    - Elden ele sabun verilmez. Verilirse kavga edilir. Sabunu vermek gerektiğinde elin tersi kullanılır.
    - Yemekten sonra kaşığın ağzı yukarı çevrilir, yoksa nasip kapanır.
    - Kapakla su içilmez, nasip kapanır.
    2 ...