Kız ve er kişi ilkokuldan beri aynı okula gider, okul dışında da uzun uzun vakitler geçirilir. Sürekli beraberlerdir fakat er kişi sevdiğini bir türlü söyleyemez. Olur zaman gelinir üniversite ortamına artık canına tak etmiştir ve bir gün çeker kafayı arar kızı doğum gününde, ben seni sevyorum ama şimdiye kadar söyleyemedim der. Aldığı cevap nettir.
(bkz: Beni doğum günümde ağlatmayı başaran tek insansın) teşekkür ediyorum.
Sonra iki sene konuşulmaz. Yollar yine memlekette birleşir, karşılaşıldığında konuşulur yine unutulmamıştır kız. Artık er kişi askere gideceği günden iki gün önce kızın çalıştığı dersaneye gidip şansını denemek ister fakat kız dersanede değildir. Bu kez kız askere gidecek er kişinin evine gelir bu kez de er kişi evde yoktur. Askere gidilir görüşülemeden. Askerde haber gelirki kız evlenmiş. Yıkılır er kişi inanamaz gizliden gizliye ağlar. Askerdedir ve eli kolu bağlıdır. Yıllar yılı, ilkokul ortaokul lise boyunca yanından ayrılmadığı her şeyini paylaştığı kız artık başkasınındır.
Askerlik biter hala unutulmamıştır. Hergün türk sanat müziğinin unutulmaz eserlerinden (bkz: seni ben ellerin olsun diye mi sevdim) parçası dinlenir içilir, dinlenir içilir. Her çıktığı kızda onu arar, bulamadığında bir kez daha yıkılır. (bkz: aptaldır kısacası), kendine geç kalmışlığına kızar ama iş işten geçmiştir.*