kaos Fr.chaos
1. Evrenin düzene girmeden önceki biçimden yoksun, uyumsuz ve karışık durumu. 2. mec. Karışıklık, kargaşa: § “Bu kaosu bile bir düzene koymaya çalışmak alışkanlığından kaynaklanmakta” -Adalet Ağaoğlu, Başka Karşılaşmalar, 112. § “Çevremizdeki bütün kaos ve huzursuzluğa inat burada dağ taş kırmızı gelinciklerle dolu.” -Buket Uzuner, Uzun Beyaz Bulut (Gelibolu), 97.
TDK sözlük.
Mutlak Kaos tabiiki bu durumun sonsuz bir hal alması. Evren hala kaos döneminde mi yoksa mutlak kaos içinde mi yoksa kaostan düzenemi geçti. Başlığı açan zaten evreni sadece bizim güneş sistemimizden ibaret sanıyor bir de felsefe yapıyor. Şuursuz varlıklarla insanı bir tutuyor. insan davranışlarını kuyruk yıldızın yörünge hareketiyle bir tutuyor. Ordinaryus doçent diye birşeyin varlığına inanmış bir kere.
Alıntı yaparken eksik alıntı yaparak öne geçmeye çalışıyor. Sen önce evreni sadece içinde bulunduğun gezegenin, içinde bulunduğu güneş sisteminden var olduğunu zannetmekten vazgeç. Sonra gel buraya felsefe yap. Felsefe yapmak için sadece kitap okumak yetmez bir de ortaya fikir koyacak zeka gerekir.