"Güçlü bir kimsenin yasaya veya vicdana aykırı olarak başkasını uğrattığı kötü durum, kıygı, eziyet, cefa."
bu son derece anlaşılabilir tanımdan hareketle;
güçlü bir kimse=devlet,
yasa= TC anayasası,
başkası= kürtler,
kötü durum, kıygı, eziyet, cefa= ikinci sınıf vatandaş muamelesi görmek olsun.
sonuç olarak; türkiye cumhuriyeti devleti, türkiye cumhuriyeti anayasasına aykırı davranarak kürtlere ikinci sınıf vatandaş muamelesi yapıyor. böyle garip bir durum. neyse..
acaba kürtler türklerden farklı olarak nasıl bir muamele görüyor?
işsizlik desek. kürtler iş bulamıyor da diğer gençler yüksek ücretlerle iş bolluğu içinde mi yüzüyor?
doğuya yatırım gitmiyor desek. acaba güzel memleketimin karadenizi, iç anadolusu yatırımlara mı boğuluyor?
kürtçe yasak desek. yolda, parkta, bahçede bir kürt görmedim ki yanındakiyle veya telefonda kendi dilini konuşurken çekinsin, rahatsız olsun. çatır çatır konuşuluyor.
farklı kimlik veriliyor desek. o da yok.
bindiğiniz otobüs, gittiğiniz hastane, ödediğiniz vergi -vergi ödeniyorsa şayet-, içtiğiniz su, soluduğunuz hava farklı desek. o da yok.
ben bunun üstüne ağız dolusu "insaf" derim arkadaş.
karadeniz insanı yolu, elektriği, suyu kesintiye uğradığında bunu kendi imkanlarıyla düzeltmeye çalışıyor, kürt vatandaş aynı sorunlarla karşılaştığında "devlet bize bakmıyor" diyerek, hatta daha ileri giderek teröre bunları meşru sebep kabul ediyorsa, bu ülkede zulmü kürtler değil, kürt olmayanlar görüyor demektir.
hani diyorsun ya biz ırkçı zihniyetlerin tokadını yiyoruz diye. sen yukarıda saydığım bütün bu sorunları sırf kürt olduğun için yaşadığını zannetmekle, diğer vatandaşların da bu sorunlarla mücadele ettiğini görmezden gelerek, kendini mazlum rolüne bürüyorsun ya, işte asıl ırkçılığı sen yapmış oluyorsun.
eşitlik istemiyorsun sen. istiyorsun ki kürtlere ayrıcalık tanınsın. devlet sana evini, işini, aşını sen hiç emek vermeden sunsun istiyorsun. evet bunları istemekte de haklısın. ama sen bunları kürt olduğun için verilsin istiyorsun.
bu ülkede ne zaman ki senin dışında bütün etnik kökenler bolluk bereket içinde olur, sen sefalet içinde kalırsın, o zaman dersin ki biz dışlanıyoruz. ben de sana derim ki "haklısın" kardeşim. sen bu şartlarda bunu söylersen, ben sana derim ki;
insanoğlu çiğ süt emmiş.
sen de bunun üstüne "bize çiğ süt emmiş dedin, zulüm ediyorsun böhühü" dersin.
eğer diyorsan; entrynin başına dön, bir daha anlatamam.
